Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lenin Sonrasının Marksizmi-Leninizmi Işığında Dünya ve Türkiye Cilt 5

Nurullah Ankut

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ama ne yazık ki, Sovyetler Birligi'ndeki parti Leninist ilkelere ihanet ettiği için, sırtını döndügü için çürümeye başladı, halktan koptu, kendi içine kapandı, mal-mülk, ayncaliklar telaşına düştü. İşte o derde düştüğünüz anda kaybetmeye başlarsınız. Eger emperyalizmin burnunun dibinde, 90 mil açığında, Küba bugüne kadar yiğitçe direnebilmişse önderlerinin, halklan gibi aynı geçim düzeyinde yaşamaları sayesinde mümkün olmuştur. Ne kadar maaş alıyor Fidel? 25 Dolar degil mi? Oyle arkadaşlar. Hiçbir ayrıcalığı yok. Ünlü şapkası var, gittiği yerde yoldaşları hatıra olarak çok arzu ediyorlar, Fidel de veriyor. Eh maaşımla bu kadarını karşılayabiliyorum, diyor. Yani bu kadar mütevazi yaşıyor. Kübalı diğer önderler de öyle. Bundan uzaklaştığınız anda kitlelerle bağınız kopar. Ve o yüzden biz Paris Komünü 'nün bu ilkesini, Marks'ın, Lenin'in Parti Programlarına geçirdiği bu ilkeyi: tüm devlet ve parti yöneticileri ortalama isci ücretine denk bir maaş alacaklardır ilkesini israrla, kararlılıkla savunuyoruz. Ondan uzaklaştığınız anda çürümeye başlarsınız. Kitlelerle aranızdaki teller kopar, baglar kopar, siz kitleleri anlayamazsınız. Onların taleplerini, arzularını, isteklerini, özlemlerini anlayamazsınız. Onlar sizden uzaklaşır siz onlardan uzaklaşırsınız böylece önderlik edemezsiniz.
Biz insanın hayvan yerine konulmasına, tüm canlıların tarifsiz acılar çekmesine ve doğanın tahrip edilerek tüm dengelerinin yok edilmesine, sadece bugünün değil, gelecek kuşakların da hayatının çalınmasına isyan ettiğimiz için sosyalistiz...
Reklam
CIA İslamı, Yezid İslamı
Bizim gençliğimizdeki Yeşilçam filmlerinde masum genç kızları kalleşçe, alçakça tuzağa düşürüp kandıran kötü adamlar olurdu. Bunlar gazozun içine uyku ilaçları katarak uyuturlar ve kirletirlerdi genç kızları. İşte bunların alıp sattığı bu CIA, bu Yezid dini aynen bu işlevi görüyor. Nuri Alço’nun gazoza kattığı uyuşturucu işlevini görüyor. O yüzden hiç hız kesmeden bunu sürdürüyorlar. İhanetlerini, vurgunlarını, namussuzluklarını arttırdıkça bu CIA dinine sarılıyorlar.
Sayfa 17 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Marks'da yoksulluk içinde yaşıyor. Dahi! Üniversiteyi hep birincilikle bitiriyor. Avrupa ve dünya çapında bir felsefeci ama buna rağmen komünist ideolojiyi oluşturduğu için her taraftan dışlanıyor ve bütün hayatı acılar içinde ve yoksulluk içinde geçiyor. Yani çocuklarını geçindirecek, onlara gıda alacak para bile bulamıyor. Açlıktan, hastalıktan ölen oğlunun cenazesini kaldıracak cenaze masrafın karşılayacak kadar bile parası yok. O denli acılar içinde, yoksulluk içinde ömrünü tamamliyor. Can Yoldaşı Engels'in babasının ticaret şirketinden, ki babası ölünce Engels yönetici olarak onun başına geçiyor, oradan aktarılan sınırlı, cüzi yardımlar olmasa yaşaması mümkün olmayacak. Işte böyle bir önderin teorisiyle karşılaşınca, bir anda, insanlığın gerçek kurtuluşunun nerede olduğunu elle tutarca görüp kavradık. Ardindan da tabii bir işçi çocuğu olan Usta'mız Hikmet Kıvılcımlı ile tanıştık. Hikmet Kivilcımlı'nın yaşamı da yoksulluk içinde geçmiştir. Yol Anıları'nda anlatır, 22.5 yıllık cezaevi hayatı, isci annesinin ve teyzesinin kendi geçimlerinden biriktirebildikleri o kırk kırsığı cezaevinde yiyecek, yemek ya da gıda maddesi olarak göndermesiyle geçmiştir Önderimizin de. Oysa çok başarılı bir hekim. Psikiyatrinin Türkiye'de kurucularından, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinin ünlü başhekimi Mazhar Osman'ın Asistanı. En gözde Asistanı. Ama 1925 Komünist Tevkifatı'nda içeriye alınıyor ve ondan sonra mesleğini yapma imkanı verilmiyor, arkadaşlar...
Doğu Perinçek üzerine
Şimdi, “Atatürk’te birleştik” diyor. Bir sloganı da bu değil mi, arkadaşlar, İP’in? “2000’e Doğru Dergisi”nde, Mart 1987’de. Bakın neler yazıyor, arkadaşlar: “Atatürk ve Allah”. Doğu Perinçek’in makalesinin başlığı: “Resmi Atatürkçülük iflas etmiştir. İçtihat kapısı kapanmıştır. Toplumumuzda, canlılık belirtisi kalmamış, hiçbir fikir üretemeyen, en taşlaşmış ideolojik çevre onlardır. Üniversitelerin en yeteneksiz, en cahil, en eyyamcı artık içi geçmiş unsurlarıyla bazı emekli askerler, mollalarınkinden farksız bir “ilim” anlayışının temsilcileri olarak gözüküyorlar. Şerhçidirler, Hepsi o. Öte yandan Kemalizmin devrimci geleneğine bağlı olanların ise nesli tükenmektedir. Çünkü Kemalizm bir ideoloji olarak devrimci rolünü tamamlamıştır.” (Doğu Perinçek, Sahte TKP’nin Revizyonist Programının Eleştirisi, Aydınlık Yayınları, Aralık 1976, s. 37.) Evet, arkadaşlar 1987’de İP’in şefi D. Perinçek söylüyor bunları, yazıyor.
Sayfa 52 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Halkların Kurtuluşu...
Biz muhakkak ki, hayatını kaybeden bu beş milyon insan için, Libya’daki yüz bini aşkın insan için, Suriye’de iki yüz bin insan için, yedi bin, sekiz bin Rojavalı Kürt için, binlerce Ezidi için, yine yedi sekiz bin Türkmen için sonsuz acılar duyuyoruz, üzülüyoruz, çok rahatsız ediyor bu bizi. Ölen bir hayvanımın arkasından bile gözyaşı dökmüş adamım ben. Bu insanların acılar çekmesi, o kadınların, o annelerin feryat etmesi bizi derinden yaralıyor muhakkak ki. Onun yolu bölge halklarıyla kardeşçe, devrimci bir hatta dayanışmaktan geçer. Kurtuluş burada. Yoksa acılar çekmekten kurtulamayız. Emperyalistlerin gemisine bindik mi, o gemi bizi fırtınalara ve kanlı deryalara sürükler. Ölüm cellâdı onların hep yanı başında olmuştur. Onların amacı insanlık filan değil. Zerrece acı duymaz onlar. His yoksunudur. Onların tek düşündükleri varsa yoksa emperyalist çıkarları...
Sayfa 40 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Perinçekgillerin 12 Eylül'ü savunuşu
..bu siyasetin Avrupa’daki bir örgütlenmesi vardı o günlerde de, bugün de var ya... Hani Avrupa’da da Aydınlık Gazetesi’ni basıyorlar şimdi. Örgütlerinin adı: “Avrupa-Türkiye Halk Birlikleri Federasyonu (HDF)”. Bakın (...) ne diyorlar Faşist Diktatörlük hakkında, kısa bir bölüm aktaralım: “12 Eylül 1980 askeri harekâtına karşı Federasyonumuz olumlu tutum almıştır. Askeri Yönetimi sağcı ve sahte solcu terör örgütleriyle başarılı mücadelesinde desteklemiştir. Her türlü terörist ve bölücü örgüt tarafından Türkiye’ye karşı yürütülen kampanyaya karşı Türkiye’yi savunmuştur ve bu tutumuyla da yurt dışındaki bütün örgütlerin düşmanlığını üzerine çekmiştir. “Federasyonumuz işkencelere karşı çıkmıştır. Askeri yönetimden işkencelerin önlenmesini dilemiştir. Bugün Türkiye’de işkence uygulamış olanlar, bunu halkın nazarında Milli Güvenlik Konseyi’ni küçük düşürmek için yapmışlardır.” “Türkiye Halk Birlikleri Federasyonu (HBF) adına; Avrupa Disiplin Kurulu Başkanı Halil İ. Özak “Yönetim Kurulu Başkanı E. Ümit Ağca “Denetim Kurulu Başkanı Yıldırım Dağyeli” (Yankı Dergisi, 23-29 Mart tarihli 521. Sayı.)
Sayfa 53 - Derleniş YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.