Eveet.. yorumuna nereden başlayacağımı bilmediğim bir kitap incelemesi ile karşınızdayım...
Aslında kahramanlarımızın adını çokça duydum ama hikayelerine hakim değildim o yüzden ani gelen bir merakla okudum, ve beklediğim gibi bir hikaye değildi doğrusu... Yani şimdi kitap kısa olduğu için zaten duyguya çokça giremiyorsun ama yine de bazı yerlerde dalıp okuduğum oldu.. Açıkçası benim sinirlerimi çokça yıpratan bir hikayesi vardı, özellikle Mecnuna haykırdım artık, yani adam acı çekmeyi seviyor gibi bir şeydi, Leyla'nın en azından bir mücadelesi vardı, onu buldu, birini araç yapıp gönderiyor onları buluştursun diye ama Mecnun, yani bir insan her şeyden acı çekemez... Babası ona gidiyor, 'bak ben öleceğim' diyor 'zamanım az kaldı', fırsat sunuyor 'bak gel benim yerime geç, büyürsün, mal varlığın olur güçlenirsin', ona yok buna yok diyor sonra babası ölünce başını taşlara vurmaya başlıyor 'vah ben niye babamı dinlemedim' diye ayrı acı çekmeye başlıyor... Yani keşke tanıdığım Mecnun sadece duyumlardan bildiğim 'Aşık Mecnun' olarak kalsaydı, okuduğum Mecnun ise 'Acıya aşık' gibime geldi.. Yani bu benim düşüncem, onu anlamaya çalıştım ama çok zorlandım... Kitabın dili fena değildi, eski türkçe'yle yazılmış zaten, bazı kelimeleri anlamakta zorlandım. Ama bunların dışında ünlü olmuş bir aşk hikayesini okumak iyi oldu, sonu çarpıcıydı, üzüldüm gerçekten...