Light Günlük

Mahfi Eğilmez
“Biz Ankara’yı Türkiye’nin bir özeti sanırdık.”
Reklam
İKİ BİNLER
“Devlete hizmet cezasız kalmaz.”
Sayfa 269 - Ankara’da çok söylenen anonim bir deyişKitabı okudu
Reklam
Türk siyasetinin liderleri açısından koltuğa yapışmanın sırrı da burada saklı galiba: Liderlerin çoğu, siyaseti esas iş olarak benimsemiş olduğundan, istifa ettiklerinde yapabilecekleri başka iş yoktur.
Sayfa 148
Zaman zaman siyasetçilerin konuşmalarını dinlerdik radyodan. İnanılmaz vaatlerde bulunurlardı. Konya'ya deniz getirileceği bile vaat edilirdi.
Sayfa 37
Dünyada en kolay iş ucuz kahramanlık yapıp IMF'ye kafa tutmaktır. Ekonomiyi anlatamayan herkes IMF'ye kafa tutmakta ve kimsenin vehametini gören tek kişi konumundaki Hazine müsteşarı adeta IMF'nin avukatı konumuna düşmektedir.
Sayfa 261
Kendi hatasını başkasında arama, doğulu insanın kültürünün bir parçası.
Sayfa 84
Reklam
Cumhuriyet öncesi evine kapatılmış, erkeğe tutsak olmuş kadınlar, Cumhuriyet'le birlikte toplumun içine çıkmış, kısa zamanda erkeğe yetişmiş, hatta geçmiştir. Batı toplumlarını ileri götüren kadınlar, Türkiye'yi de ileri götürecek.
Sayfa 65
Albert Camus'nün ünlü denemesi "Sisyphe Efsanesi"nde, Tanrılar Sisyphe'yi bir kayayı dağın tepesine taşımaya mahkum ederler. Sisyphe kayayı tepeye çıkardığın da kaya tekrar dağın dibine yuvarlanır. Sisyphe her gün yeni baştan bu sonuçsuz saçma sapan işi tekrarlar. Camus, bunu yaşamın saçmalığına vurgulamak için kullanılmaktadır.
Sayfa 308
Yirminci yüzyılda Türkler kadar kendi kendine sorun yaratıp, yıllarını saçma sapan tartışmalar uğruna heba etmiş başka kaç ulus var bilmiyorum, ama Cumhuriyet yıkılırsa altında ilk kalacak olanların kadınlar olacağını biliyorum.
Sayfa 28
Poe, benim en sevdiğim yazarlardan birisi. Yazdıkları hayal gücüne dayalı ve çoğu sembolik konular üzerine kurulu öyküler. Kiminde kesik bir elin, kendisini kesen kişinin peşine düşüşü ile vicdan azabını; kiminde evi icindekileriyle saran devasa bitkilerle bugünkü anlamda çevrenin intikam alışını; ya da son istasyonu cehennem olan bir trendeki yolcuların tarot falına bakan bir yabancının kişiliğinde yaşamla ölüm arasındaki gidiş gelişleri sembolize eden öyküler. Hepsi, bir an önce uyanmayı istediğiniz bir kâbus gibi.
Sayfa 126
Gerekçeye bak
Geçenlerde Financial Times'ın "100 Yıl Önce" sütununda 30 Kasım 1898 tarihli ilginç bir haberin tekrarı vardı. Haberde Osmanlı Sultanı'nın Selanik ve İzmir kentlerinin elektrikle aydınlatılması imtiyazını bir İngiliz şirketine vermeyi kabul etmesine karşılık İstanbul için aynı imtiyazı vermeyi reddettiği konu ediliyordu. Sultan II. Abdülhamit'in İstanbul'a elektrik getirilmesini kabul etmeme gerekçesi ise haberin ilginç yanı. Padişah, elektrik hatları döşenince telefonun yaygınlaşacağını, bu yolla casusluk yapılabileceğini ve elektrik telleri aracılığıyla sarayda bomba patlatılabileceğini söyleyerek öneriyi reddetmiş.
Sayfa 169
Resim