Lilith Sözleri ve Alıntıları

Lilith sözleri ve alıntılarını, Lilith kitap alıntılarını, Lilith en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsmim Lilith. Tanrı'nn Adem'le aynı anda yarattığını unutmak için tüm kutsal kitaplardan adını utanmazca sildiği ve cennetinden kovduğu, buna karşılık ölümsüzlükle ödüllendirdiği ve yalnıznıkla cezalandırdığı, yalnızlığını şeytanla düşüp kalkarak gideren, şeytandan olma bebekleri Tanrı tarafından katledilen, Âdem'in ilk karısı Lilith'im. Tanrıya başkaldıran ilk kadınım... Tek suçum başkaldıŕmaktı. Suçluyum. Yaptıklarım için mi? Hayır! Yapılanları benim yaptığımı kimsenin bilmesine izin vermediğim için. Sanırım ölümsüzlüğümün sırrı bu. Demiştim: Ben tüm zamanlarin en pasifist aktivistiyim.
Sayfa 12
Yani var olmak beni yok olmaya götüren usta bir tuzaktan başka bir sey değil. Öyleyse nedir bu var olma çabası, hayatta kalma sevdası?.. Hayatın acının çeşnilendirdiği tatsız bir yemek olduğunu öğrendiğimden beri epeyi yaşadım.
Sayfa 10
Reklam
"Tanrı sayıları seviyordu. Bu nedenle; işgüzarlığının niceliksel başarısını tespit etmek adına mezar taşları onun için büyük önem arz ediyordu. Mezar taşları olmasaydı, ne yok ediciliğinin ne de yaratıcılığının bir anlamı kalırdı. Bilinen değil görünen önemliydi onun için, azametinin ulviliğini dörtnala artan mezar taşlarıyla kutluyordu, o esrimenin doruğundayken, tekrar tekrar sayarken mezar taşlarını, birilerinin canı yanıyordu. Lakin gösterinin devamı buna bağlıydı."
"Mahrumiyet açgözlüdür. Mahrum kaldığın her ne ise yokluğunda olduğundan daha hızlı büyür, serpilir. Seni görmekten başka bir çarem olmadığını anladığımda, aklımın tüm kaleleri senin tarafından fethedilmişti bile. Ya seni görüşmeye ikna edip boyunduruğundan kurtulacaktım ya da görmemeyi seçerek aklımdan. Aklıma ihtiyacım var. Bu yüzden buradasın. Anladın mı beni şimdi?"
Yerin altında çürümekte olan bir iskeletin, yerin üstünde kendisi için inşa edilen gösterişli mezarının boyutlarıyla ilgilenmeyeceğini kestiremeyen âdemoğlu gösterişe olan marazi bağımlığından burada da kurtaramamış kendisini. Adil bir dünyanın hayaliyle yaşayan, ancak adaletle hayatının herhangi bir merha- lesinde karşılaştığında bir heyula görmüş gibi ödü kopan insan, kendini diğer türlerle eşitleyen ölümü törenlerle, dualarla süsleyerek, kendi soyunun ölümünü farklılaştırarak, yaratılan en üstün tür olduğunu kanıtlamaya çalışır. Oysa ölüm kılıcını her seferinde adalet için çeker. Bir fareyle bir insan işlevsel açıdan farklıyken, ölü bir fare ve ölü bir insan arasında hiçbir fark olmamasının nedeni budur. Ikisi de ölüdür ve ikisi de bir zamanlar yaşamıştır Ölüm varlık ile yokluğu bölen bir milattır Vardınız ve artık yoksunuz. Yok olmaktan, artık var olamamaktan öylesine korkar ki insan, varlığını ebedileştirmek gayesiyle hiç yorulmadan saçar döllerini etrafa Yüzyıllardır bu böyle olagelmiştir. Bu içgüdüsel amacını yine sözümona insanileştirmek, diğer türlerin çoğalma eyleminden farklı kılmak için aşkı türetmiştir. Aşk üremenin âdemin lügatindeki şekil değiştirmiş halidir. Aşk tantanayı seven insanoğlunun çoğalarak yayılmasını kolaylaştırması için uydurulmuş bir safsatadan başka bir şey değildir. Irkına ait fizyolojik Özellikleri tabiatında barındırdığı halde, tüm bu sözde insani duyguları azımsayan biri söyledikleriyle çelişmeyen bir yaşam sürebilir mi?
Sayfa 9
“O gün insandan nefret ettim. İnsan acıyı ta en baştan ikiye ayırmıştı: Benim olan ve olmayan diye. İnsan acı ile arasındaki mesafe daraldığında acılanıyor, arttığında acıyordu. Elbette acımayı, acılanmaya tercih ediyordu.”
Sayfa 82 - LamiaKitabı okudu
Reklam
871 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.