Garip hissediyorum. Sanki bir kâbustan uyanıyorum. Yarı uyanığım, diğer yarım ise kendimi koparıp kurtarmak istediğim fakat yapamadığım puslu bir dünyada gömülü.
İhtiyacı olan onu neşelendirecek bir şeydi, Biraz eğlence, hayatına biraz kıvılcım saçacak bir şey ya da biri. Daha yirmi dört yaşındaydı. Hayatındaki tek heyecan ev işleriydi, öylece oturup hayatın geçmesine müsaade etmemeliydi.