" Düşünceleri yakalamaya çalışıyordum ama siliniyordu, siliniyordu, siliniyordu. Uzandığım her bir harf yok oluyordu. Bir kelimeyi avucuma alırken cümlenin sonunu yitiriyordum. "
.
“Nova ben seni hapsolduğun şatodan kurtaracak beyaz atlı prensin değilim.” Sonra durdu ve kaşlarını çatarak bekledi. “Aslında prensim ama atım siyah yine de ben kendime hep ejderha olmayı yakıştırmışımdır.”
Ve sen nasıl oluyor da böyle tanıdıksın. Neden sana bakarken mest oluyorum, neden kokun bile sanki ezbere bildiğim bir öz gibi geliyor burnuma. Ailem kadar güvenilir, arkadaşım kadar yakın, çok sevdiğim o şehir kadar hayranlık uyandırıcı