Loş Sokağın Kadınları - Ankara İstasyonu

Selma Fındıklı

Oldest Loş Sokağın Kadınları - Ankara İstasyonu Quotes

You can find Oldest Loş Sokağın Kadınları - Ankara İstasyonu quotes, oldest Loş Sokağın Kadınları - Ankara İstasyonu book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Perdeleri sımsıkı örtülü, loş bir odada görüyorum sizi...Arkası kitaplıklı bir kanepede, başucu lambasının ışığında kitap okurken...Büyük bir şal atkı omuzlarınızda, başınızda da saçlarınızın tümünü gizleyebilen ,fildişi bir başlık, öyle güzelsiniz ki.
Reklam
Dalgas adında bir müzisyen duydunuz mu hiç? Andonis Dalgas? Ben "hayır" demeye hazırlanırken kendiniz yanıtlıyorsunuz: -Nereden duyacaksınız? Bizim gençliğimizde kaldı adı. Öyle uzak ki size gençliğimiz.
Ama hüzün en çok yakışandır insana...Ruhumuzu saydamlaştırır.
O kadar çok acı var ki şu dünyada...Yufka bir yürek, kırılgan bir ruhla katlanılamaz buna çocuğum.
Sevinci yaşayınız...Hüzün düşkünü de olmayın sakın.. Gençlere yakışmaz.. Bizim gibi dünyadan umudunuz kesmiş, kabuğuna çekilmişlere belki, size asla.
Reklam
Kurgulanmış uzun bir düşü görmek üzere uykuya dalar gibiyim.
Sarıl bana anne...Korkuyorum...Karanlıktan korkuyorum.. Sarılıyormuş annesi...Sonra ışıkları yakıyormuş...Bir yandan da avutuyormuş daha eli duvardaki düğmeye yetişmeyen küçük kızını: _Akşamdan korkulur mu hiç? Akşam demek, sabahın habercisi demek.. Hava kararmalı ki, uykuya dalan güneş sabah yeniden doğsun.." -Ben korkuyorum.. Sevmiyorum akşamı ..Yalnız kalmayı da sevmiyorum.. -O zaman bir daha, bir daha sarılıyormuş annesi. -Yalnız değilsin sen.. Ben varım.. Babanı yitirdik ama ikimiz baş bayız bu çatının altında.
Çocuklar yemek yemezse büyüyemez.. -Ne olur büyüyemezsem? -Fesleğenlere su veremezsin.. Elin yetişmez penceredeki saksılara...
Babasını düşünüyor, özlüyormuş bir yandan da...Bu avluda ona oyun arkadaşlığı bile eden babasını...Ama ölülerin bir daha evine dönemeyeceğini de biliyormuş artık. Çok zaman geçmiş.. Dönebilse dönermiş.
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.