Ben kimsenin hakkına tecavüz etmem. Fakat kendi hakkını da mükemmel müdafaa eden biriyim. Hak mukaddestir. Kimin olursa olsun herkes onu müdafaa ile mükelleftir.
Lozan, Moskova Muahedesi gibi değil. Adeta bütün Avrupa düşmanımız olarak karşımıza çıkacak. Kimbilir nice mühim diplomatlar, âlimler, mütehassıslar gelecek. Bunlar ile başa çıkmak kolay iş değil. Lozan’da Yunanlılarla ettiğimiz askeri harpten müthiş diplomatik bir harp olacak. Yusuf Kemal, Rauf u teklif etmekle kendisi intihap olunamadı. Rauf’u da bizzat görüp öğrenmiştim. Cahil, zekâsı basit, idaresiz bir adam. Hem de hiçbir şeyi mertçe yapmıyor. Şimdiye kadar hangi işte bulunmuş ise ağzına yüzüne bulaştırmış, bir defa diplomatik işte, yani Mondros Mütarekenamesi’nde bulunmuş, kendini dolaba koymuşlar. Bunu kendisine: Evvelce Yahu Rauf Bey, o mütarekeyi hele yedinci maddeyi nasıl imzaladın? diye sormuştum. Bana: Namussuz İngiiizler beni aldattılar. Söz verdilerdi, tutmadılar diye anlatmıştı. Diplomasi zaten aldatmaktır. Niye namussuz olsunlar? Böyle değil, sen kendin dirayetsizsin.