Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu

Laura Esquivel

Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu Sözleri ve Alıntıları

Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu sözleri ve alıntılarını, Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu kitap alıntılarını, Lupita Ütü Yapmayı Seviyordu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne kadar uzaktayım doğduğum yerden, Kaplıyor içimi çok derin bir özlem. Rüzgârda yaprak misali yalnız ve üzgün İsterdim ağlamak ve ölmek, kederimden. Ah, güneş ülkesi! Seni görmek geçiyor içimden, Işıksız ve sevgisizim uzaktayken senden. Rüzgârda yaprak misali yalnız ve üzgün İsterdim ağlamak ve ölmek, kederimden...
Sayfa 117
Örgü örmek ona birleştirme, bağlama, bütünleştirme olanağı veriyor, attığı her bir ilmikle hayata "bağlanıyordu". Bizleri birbirimize bağlayan ipler vardır. Bu yüzden de Lupita kafayı çektiğinde arkadaşlarından elini bırakmamalarını isterdi hep. Elini bırakırlarsa çekip gideceğini, hiçliğin içinde sonsuza dek yitip gideceğini bilirdi. Her şeyi ve herkesi unuturdu ya da sağduyusunu tümden kaybederdi. Bu düşünceler kafasını hepten meşgul ettiğinde, ona cesaret veren tek şey her şeyin yitirilmiş olmadığı umuduydu. Her zaman kurtarılmanın bir yolu olduğuydu. Örgü örerken bir ilmik ötekilerden ayrıldığında iplik "kaçar" ve örgüde bir delik açılırdı ama işin harika olan yanı, insanın onu kurtarabilmesi ve bir tığ yardımıyla ilmiği azar azar yukarı çekebilmesiydi. Gerçek hayatta, insan kendisini hayatın dokusuna tutturan bağları kopardığında da bir delik açılıyordu, hem de kocaman bir delik ama kurtarılamayacağı anlamına gelmiyordu bu, elbette kurtarılabilirdi ama ondan önce insanın bizleri öteki insanlara bağlayan gözle görülmez iplerin hangileri olduğunu kabullenmesi gerekiyordu. Hangileriydi bizleri birleştiren ilmikler? Aramızda bağlantı kuranlar?
Sayfa 66
Reklam
İnsan hiçbir zaman sandığı kadar yalnız değildir. Yanımızdaki tek arkadaş kendi düşüncelerimiz olduğu zaman bile; çünkü düşünce, başkalarıyla giriştiğimiz karşılıklı etkileşimin anısından başka nedir ki?
Sayfa 112
"Karanlık ışığın olmaması demek değildir."
Sayfa 176
Ülkemizde her şeyden bağlantısını koparan insan sayısı her gün artıyor.
Sayfa 177
Kendi sözüne bile artık güvenemezse başkalarından ne bekleyebilirdi ki?
Sayfa 92
Reklam
Küçük bir kızken kaybetmişti inancını. Tam olarak üvey babasının kendisine tecavüz ettiği gün kaybetmişti. Tanrı neredeydi o sabah? Başına bunun gelmesine neden izin vermişti ki? O zamandan beri onu affetmemiş ve dinden tümüyle uzaklaşmıştı.
Sayfa 127
Yolu bulmalısın evine varmak için kendi özüne varmak için giysine varmak için kılığına varmak için. Gel, gel. Gel, düşlerin içinde kalma. Dört melek-anne sana eşlik etsin, kalbin huzur dolu, kalbin mutlu olarak. Gel, düşlerin içinde kalma.
Sayfa 190
Bilincini kaybetmeden bedeninden dışarı çıkıp bedenine tekrar geri dönmenin bir yolunu bulmak ne harika bir şey olurdu. Çünkü bilinçsiz bir şekilde bedenden dışarı çıkmanın bazı sakıncaları vardı.
Sayfa 118
ben...
Bazen kendini havaalanında unutulmuş bir valiz gibi hissediyordu. İçi, hiç kimsenin dışından baktığında göremediği sürprizlerle dolu bir valiz gibiydi. İçinde hayatın tüm öyküsünü saklayan ama onu kapalı tutan kilidi açması için sahibi bulunmazsa, kimsenin dikkatini çekmeyecek bir valiz. O kendisi hem valizdi hem de valizin sahibi.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Şimdi yeniden zamana ihtiyacı vardı. Huzura. Sessizliğe. Bir zamanlar var olan Lupita'yı geri kazanabilmek için. Kendisinin bile artık hatırlamadığı Lupita'yı. Bazen kendini havaalanında unutulmuş bir valiz gibi hissediyordu. İçi, hiç kimsenin dışından baktığında göremediği sürprizlerle dolu bir valiz gibiydi. İçinde hayatın tüm öyküsünü saklayan ama onu kapalı tutan kilidi açması için sahibi bulunamazsa, kimsenin dikkatini çekmeyecek olan bir valiz. O kendisi hem valizdi hem de valizin sahibi. Yeniden karanlıktan aydınlığa çıkabilmeleri için o ikisinin arasında bağlantı kurmak zorundaydı. Nefes almalıydı. Nefes almalı. Nefes almalı. Nefes almak nasıl da acı veriyordu!
Sayfa 112
Üstelik kendi kendine acımak için belleği en iyi silahıydı onun. Yalnızca kendisini üzen şeyleri hatırlıyordu, kendisine işkence edenleri, kendini dünyadaki bütün kadınların ve anaların hepsinden daha üzgün hissetmesine neden olan şeyleri. Neşeli ve aydınlık olayları bile acı dolu ve yıkıcı olaylarla ilişkilendirmeden hatırlayamıyordu.
Sayfa 19
Bir yandan bu dünyadan yok olup gitmeyi, kendisi olmaktan çıkmayı arzu ediyor ama bir yandan da ölmekten müthiş korkuyordu. Soluğu kesiliyordu. Her an aklını kaçırabileceğini, tamamen çıldırabileceğini sezinliyordu... Hissettiği acıyı hafifletme ihtiyacındaydı, yoksa üzüntüsünden ölebilirdi.
Sayfa 18
Lupita bilirdi korkunun ne olduğunu. Binlerce kez tatmıştı bu duyguyu. Korkunun kokusunu alır, önceden sezinlerdi, kendi içindeki ya da başkalarındaki korkuyu tahmin edebilirdi. Tıpkı bir sokak köpeği gibi metrelerce uzaktan keşfederdi orada olduğunu. Yürüme biçiminden anlardı kimin tecavüze uğramaktan ya da soyulmaktan korktuğunu. Kimin ayrımcılığa uğramaktan korktuğunu. Kimin yaşlanmaktan korktuğunu. Kimin yoksulluktan, kimin kaçırılmaktan korktuğunu. Ama onun gözünde sevilmeme korkusundan daha saydam hiçbir şey olamazdı. Dikkati çekmeme, değer verilmeme korkusu. İşte buydu onun en büyük korkusu, şimdi de insanların ilgisini saatler boyunca üstüne çekmiş olmasına rağmen yüreğinde hissediyordu bu korkuyu.
Sayfa 16
Su, tüm sorunları çözümlüyordu. Hepsini eritiyor, temizliyor, arındırıyordu.
Sayfa 31
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.