Selam millet. Gördüğünüz eser;
Romantizmin idealist yaklaşımına bir tepki olarak ortaya çıkmış olup , realizm akımının ilk ve en önemli örneği imiş. Yani realist romanların öncüsü sayılıyor.
En ilgi çekici bulduğum kısmı ise, Flaubert bu romanı yayınladıktan sonra Fransız hükümeti tarafından dini ve ahlaki duygulara ters düşen bi roman yazmakla suçlanmış, bunun için yargılanmış. Yazarın, hayatının gerçeklerini anlatma hakkı ekseninde sürmüş veee güçlü bir savunma sayesinde hapis yatmaktan kurtulabilmiş.
Kitap yayınlanınca kıyamet kopmuş. “Ahlaksızlık-sapkınlık” eseri olarak suçlanmış.
Yargıç, "Namus Celladı Kadın Kim?" diye sormuş, bizimki yani Flaubert, "Madam Bovary Benim. " demek zorunda kalmış .
Olaylar olaylar...
Gelelim konusuna,
Eser, iyi kalpli ve sıradan bir doktor olan “Charles Bovary ve yüksek idealleri, aşırı lüks tutkusu olan romantik karısı Emma'nın yaşadıklarını ele alıyor. Emma Bovary’nin, yaşamının tekdüzeliğinden sıyrılmak için girdiği durumları ve yaşadığı çeşitli aşk ilişkilerini okuyoruz. Emma lüks hayat , güçlü koca, ideal bir aşkın peşinde ordan oraya savruluyor .
Hayatını tek düzelikten kurtarmak isteyen ve ideal aşkı arayan Emma, kocasını aldatmaya başlıyor . Çünkü eşi Charles’ın bile istediği şekilde yaşama ve değiştirme hakkı varken, Emma’nın bunu yapma hakkı yok.Erkeklerin bu özelliğine gıpta eden Emma, sevgilileriyle istediği hayata ulaşmaya çalışıyor. Kocasının derin ve yoğun sevgisine rağmen, içindeki eksiklikleri doldurmayan Emma, gayrimeşru aşklara yelken açıyor vee olaylar başlıyor . "
(Madam Bovary, c'est moi!)