Görev! görev! anladık, tamam!
Yahu görev yüce olanı duymak, güzel olanı yürekten sevmektir; bize zorla kabul ettirdiği iğrençliklerle, toplumun bütün koşullarını, tüm göreneklerini benimsemek değildir”
Ona haksızlık ettiğini düşündü. Ne var ki yine de sevdiklerimize kusur bulmak bizi onlardan biraz uzaklaştırır. Tanrılara dokunmamak gerekir! onların yaldızı ellerde kalır!
« Vous étiez, pour moi, je ne sais quelle force incompréhensible qui captivait ma vie. »
"Sen benim için öyleydin, hayatımı büyüleyen nasıl anlaşılmaz bir güçtün bilmiyorum.”
Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi, geçmişteki bütün güçsüzlüklerinin umut hâlindeki öç alması gibiydi. bir erkek, en azından özgürdür. Tutku’dan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilir, en erişilmez mutluluklara ulaşabilir.
bir kadın ise hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez, boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller. istemi, şapkasına bir kurdeleyle tutturulan tülü gibi rüzgârlarla uçuşur. hep sürükleyen bir istek ve buna engel olan bir ahlak yasası vardır.