Madam Bovary'i on yıl önce Türkçe öğretmenimiz sınıfa okurdu ve biz de betimlemelerden dolayı çok sıkılır ve sürekli eleştirirdik. Kitabı her gördüğümde aklıma bu anım gelir ve bu nedenle kitabın hep sıkıcı olduğunu düşünmüşümdür. Okumaya başlamadan önce kendimi uzun betimlemelerin sıkabileceğine hazırladım ancak hiç de öyle olmadı benim açımdan. Madam Bovary'i her şeyiyle sevdim diyebilirim.
Roman Madam Bovary’nin inişli çıkışlı, çelişkili aşklarını ve hayatını konu almaktadır. Emma, hırs, tutku, saflık, aptallık, gurur, cesaret, zayıflık ve benzeri duyguları hep birden yaşayan romantik, tutkulu, gerçek aşkı arayan lüks bir hayat yaşamak isteyen bir kadındır.
Doktor Charles Bovary ile evlenir ancak bu evlilikte mutluluğu bulamayan Emma bütün hayatını arayışla geçirir; hep yeni şeyler arar hep farklı adamlara gider ve farklı hayatlara imrenir. Gençlik yıllarından beri peşinde olduğu hayatını anlamlandıracak aşkı arar ve onu bulmak uğruna ahlakını, servetini ve sonunda en çok da kendisini bitirir.