Hayat bana kendini dayattı
ceplerim cüret dolu
ben neden hurdalandım
neden gölgem kalkmadı yerden
park güvertesini gözetleyen heykel
ve sır dolu su
ve ısırgan çorbası
hatırlar beni muhakkak.
ama gidecek yer yok yön yok
kırçıl duygularımı buğulu şehre daldırdım
barut yok bulut yok kan var ruh yok
ben ki şehrin horluğunu kaldırmak derdindeydim
şehir...
ustaca kaldırdı beni kendinden.