Maddi Uygarlık: Gündelik Hayatın Yapıları

Fernand Braudel
Demek ki insan ancak kısa aralıklarda mutludur ve bunu ancak zaman çok geç olduktan sonra fark edebilmektedir.
Amerika keşfedilir keşfedilmez kaybedilmiştir, çünkü ona Avrupanın henüz ihtiyacı yoktur.
Doğu uygarlıkları konut ve döşeme konusunda çoğu zaman Avrupalılarınkinden daha az maliyetli olan , dahiyane çözümler benimsemişlerdir.
Bir XVIII. yüzyıl nüfus bilimcisi " uyuz , kellik ve pislikten kaynaklanan tüm deri hastalıkları , eskiden çamaşır kullanılmadığından çok sık ortaya çıkardı" diye belirtmektedir.
Toplumsal istatistiği kurucusu olan J.P. Süssmilch bunun1765 te tekrarlamaktadır. " Almanya da ... köylü ve fakir en ufak bir ilacı bile hiç kullanmadan ölmektedir.Kimse hekime gitmeyi aklına getirmemektedir çünkü bunun bir nedeni hekimin çok uzakta olması , bir başkası da çok pahalı olmasıdır..."
Özel evlerdeki banyo odaları uzun zaman dayanacaklardır.Ama banyo yavaş yavaş bir temizlik adeti olmaktan çıkarak tedavi edici bir şey olarak görülecektir.
Moda yalnızca elbiseye hükmetmemektedir.Dictionnaire Sentencieux kelimeyi tanımlamaktadır: "Fransızların daha kibar ve çekici ve çoğu zaman da daha gülünç gözükmek üzere binlerce biçimde evirip çevirdikleri, giyinme, yazma ve donanma biçimleri."
Her şeyi almaya hazır kadınlar, bugün hiçbir zaman olmadıkları kadar iyi giyimlidirler.
Devletin rolü gizlidir; dışta olduğu gibi, içte de ancak gerektiğinde, müdahale etmek üzere hazır durmaktadır.
İnsanı değişme süreci içinde hemen ele gelen, gözle görünür olan, olaysal veya siyasal tarih dediğimiz kesimdir.
XIII.yüzyıla doğru , Fransa'da ve dışında iç çamaşırı kullanma adeti başlayacaktır
Aslında edebiyat da, bilim de bir düzenleme ve belki de bir senaryolaştırma faaliyetidir, ama bunları nihayette birbirinden ayıran temel nokta, malzeme karşısındaki özgürlükleridir. Malzemeye karşı özgürlük edebiyata, kölelik ise bilime götürmektedir.
1774 te bir İngiliz yazar şöyle işaret etmektedir: Fransa köylüleri hali vakti yerinde olmanın uzağında, gereken geçimliklerini bile sağlayamamaktadırlar; bu köylü, yorgunluklarına orantılı bir telafi olanağına sahip olmadığından , 40 yaşından önce ölen bir cinstir.İnsanlık onu diğer insanlarla , özellikle de bizim İngiliz köylülerimizle kıyaslarken acı çekmektedir.
Kırlar olmaksızın kentler, takas olmaksızın para, çoklu lüks olmaksızın çoklu sefalet, fakirliğin kara ekmeği olmaksızın zenginlerin beyaz ekmeği nasıl anlaşılabilir?      
Resim