Bir şeyi akışına bırakmayı öğrenmeliydi insan. Kimi zaman vazgeçebilmeyi öğrenmeliydi. Bırakmayı, unutmayı, terk etmeyi bilmeliydi. Yoksa o zehirli tutkularda rehin kalırdı yüreği.
O zaten kaybeden kraliçe değil miydi? Canından gayrı alacağı hiçbir şey kalmamıştı. onu da alsaydı.
Cihan imparatorluğunun dalından koparılıp gül bahçesinden gayrı bir yere atılan ve soldurulan gül değil miydi?