Elif Şafak'ın 2000 yılı "En İyi Roman Ödülü" nü almış olan bu kitabı görmek ve görülmek üzerine...
.
.
Romanımız İstanbul'da çıkması zor, inmesi zor bir yokuşun tam tepesinde bulunan Hayalifener Apartmanı'ında, hayli kilolu bir bayan ile bir cüce adam arasındaki ilişkiyi temel almakta... Bu ilişki yalnızca kapalı kapılar ardında yaşanmakta. Çünkü hem bayan hem de erkek diğer insanlardan farklı görünüşleri nedeniyle bir hayli seyirlik olduklarını düşünmekte... Çünlü onlar göze hitap etmemekte!.. Hele bir de yanyana gelseler dışarda hepten hiçbir mahremiyetleri kalmayacak onca nazar altında... .
.
Kitapta, cüce adamın üzerinde çalıştığı, özenle hazırladığı bir de "Nazar Sözlüğü" var ki burada tanımları verilen sözcükler anlatılan ana hikayeyle bağlantılı, yine görmek ve görülmek üzerine...
.
.
Kitaptan çok beğendiğim bir iki alıntıyı burada paylaşarak merak edenlere kitap hakkında biraz daha fikir vermiş olacağımı düşünüyorum:
.
.
"yaşam: Yaşamı görmek için, ayna tutarız ağzımıza. Yaşamı göremesek bile, yaşadığımızı biliriz ayna buharlanınca."
.
.
"Ne denli çirkin olursa olsun, sırf seyirlik diye seyrine bakılacak suret yoktu. Çirkinler çirkini, hilkat garibesi, cibilliyet vebali de olsa, hakkı vardı gözlerden ırak olmaya"
.
.
"Ne denli güzel olursa olsun, sırf seyirlik diye seyrine bakılacak suret yoktu."
.
.
"Biliyor musun, belki de en derin yaralarımızı gözlerden alıyoruz."
.
.
Özenle seçilerek bir araya getirilmiş sözcükleriyle, zaman içide yolculuklarıyla, fantastik öğeler barındırmasıyla farklı bir kitaptı benim için...
.
