"Zaman, illa da dünden bugüne, bugünden geleceğe uzanan dümdüz bir çizgide ilerlemiyordu. Zaman kâh ileriye, kâh geriye gidiyor; bazen yürüyor bazen duruyor; sarhoş sarhoş yalpalıyordu."
Hiç üstüne vazife değilken yanına gelip nasihat vermeye kalkanlardan, hayatın her şeye rağmen ne denli güzel olduğundan dem vuranlardan nefret ediyordu.
Kimseye kin tuttuğu yoktu. Sadece... umursamıyordu; hiçbir şeyi umursamıyordu. Artık her şeyi yapabileceğini hissediyordu. Madem ki her şeyi yapabilirdi, en iyisi hiçbir şey yapmamaktı.
Ve ben işte o zaman anladım ki, her sokak kavgasının alevi, bir sokak kavgası seyretmek üzere oraya toplaşanların gözleriyle harlanır. Her sokak kavgasını, seyircileri çıkartır.