Aşık olunca da büyür göz bebeği; demek ki aşık olunan hep uzaktadır.
Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka “Göz bebeğim!” diye hitap edilir.
Geçmiş bugün ve gelecek... Hepsini peşpeşe dizip, dümdüz bir çizgi çiziyoruz. Bu yüzden geçmişin geçip gittiğine, geleceğin henüz gelmediğine inanıyoruz. Ve en kötüsü, zamanın önceden çizdiğimiz bu dümdüz çizgide yürütmeye mecbur tutuyoruz. Ama belki de o burnunun ucunu göremeyecek kadar sarhoştur.
İnsan nasıl ağzındaki yiyeceğin tadını kaybetmemek için yeni bir şey yemek istemezse o da gözlerinin en son gördüğü görüntüyü kaybetmemek için yeni bir şeyi görmeyi istemiyordu aslında.