Nihad gözlerini süzerek içini çekti. Üç seneden beri karargâhta otururken de, kalkarken de, uyurken de, uyanıkken de gördüğü ve cephede, silâhın tetiğini çekerken parmağa, atlarken bacağa, koşarken ayağa, toprağa yaslanırken başa kuvvet veren bu rüya, artık bitti, çünkü hakikat oluyor. Vapur bile makinesini yavaşlattığı halde, şehrin mıknatısına kapılmış gibi, ileriye doğru sessizce süratle kaydı.
Sayfa 7 - Ötüken