Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahşer Gönderileri

Mahşer kitaplarını, Mahşer sözleri ve alıntılarını, Mahşer yazarlarını, Mahşer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
OKUR'UYUZ YAZAR'IN: PEYAMİ SAFA
Kitap incelemelerinin yanında çok kitabını okuduğum yazar incelemeleri (araştırmalarım değil yorumlarım doğrultusunda) yapmak mantıklı geldi ve "Okur'uyuz Yazar'ın" adlı bir seri oluşturmak istedim. Bu seriyi de en sevdiğim yazar olan
Peyami Safa
Peyami Safa
'yla başlatıyorum. Psikolojik tahliller, dış görünüş betimlemeleri ve diyalektik
Felâketinizin menşeleri yalnız şahsınızda değil, cemiyete de irca olunmalıdır. Teheyyüce fazla kabiliyetiniz var. Başkalarının ıstıraplarını da yükleniyorsunuz.
Reklam
“…bir Türk'ün en bedbaht olduğu yer Türkiye'dir. Harp cepheleri şehirlerden daha güzeldir. Daima namuslu Türkler, ölümü, Türkiye'de hayata tercih etmişlerdir. Niçin ona haber verilmedi ki, cepheden dönerek memleketine girenler, sürüneceklerdir. Niçin demediler ki, Türkiye bir mahşerdir. Orada masumlar, temizler, alicenaplar, faziletkârlar, hasbiler, iyi niyet sahipleri ve büyük kalbli insanlarla reziller, çalıp, çırpanlar, imansızlar, türediler, sonradan görmeler, seviyesizler, sütü bozuklar, hâinler ve katiller omuz omuza yürür, gezer, sevilir, yaşar, karışık korkunç bir kütle gibi kımıldarlar. Ve niçin haber vermediler ki, buranın, bu toprağın hakiki sahipleri, bu türediler, bu rezillerdir. Kanun ve mahkeme nüfuz ve zabıta, devair onlarındır. Onlar ki bir türedi nesildirler, yalnız kendi ömürlerini iyi sürmek için memlekete kahraman görünerek toprağı satarlar.”
Sayfa 296Kitabı okudu
Her maziye bakışında, uğradığı sükûtu hayallerin yekûnunu biraz daha kabarmış, ya tiksinerek, ya hiddetlenerek yâdedilen hatıraların mecmuunu biraz daha artmış bulduğu için, bir şeyi fazla ümit etmekten çekinir, kendini elinden geldiği kadar tevekküle götürür, fakat yine arzularıyla muvaffakiyetleri arasında muvazene bulamazdı. İstediği şeyleri bir basite irca etmişti: sakin yaşamak! Para? Bu sükûnu temin edecek kadar. Zengin olmayı aklından geçirmiyordu. Hiçbir gün servet hayali kurmadı. Hattâ “mes’ud olmak” denilen şeyi de istemiyordu. İnsanların saadet ve felâket diye teheyyüçleri iki kutub gibi ayırmaları ona bazen mânâsız görünüyor, haz ve kederi, birbirine geçmiş, perçinleşmiş, her zaman yanyana, iç içe bulunan bir halita gibi tasarlıyordu.
Aziz kardeş, sakın ağlayım deme, sevgili çocuk.. bu sükûtu hayallere yabancı mısın, kaç sene var ki böyle her ümidin boşa çıktı. Artık bunların arkasından ni çin koşarsın? Bırak, arzuların tarafından aldatılmaktansa, hiçbir şey istememek, nacip bir tevekkül içinde, hayatının ıztırârî seyrine kapılıp gitmek evlâdır. Bırak, bu sefer de ümidin sana ihanet etmiş olsun, kalk yerinden. Kendini topla, yürü. Hayatın yolları nâmütenahidir. En büyük zevkle, en büyük ıstırap da seni aynı boşluğa götürür. Hepsi hiç Düşünme. Bırak, sus. Ağlayım deme, sakın ha... Sakın ha.
Sayfa 136Kitabı okudu
Uykulu bir başın yumuşak bir yastıkta sızışı, ne keyf!
Reklam
Ne çırpınıyorsunuz? Size derin bir keder geldiği zaman, onu seviniz. Nitekim herkes farkında olmadan, kederi sever, ona hem koşar, hem de ondan kaçar. Bunu hassas adamlar daha çok bilirler, sanatkârların çoğu, hüngür hüngür ağlamakta, en uzun kahkahanın tadını duymuşlardır. Hayatı böyle kabul ediniz.
Sayfa 314Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.