Yarab bu ne ıztırâr-ı dilsûz...
Duymaz mı bunu o yâr-ı dilsûz?..
(Yarabbi, bu ne gönül yakan çaresizlik...
Duymaz mı gönül yakan sevgili?)
Yangın mı, desem, nedir o gözler,
Her nazrası bir şerâr-ı dilsûz?..
(Yangın mı desem nedir o gözler?
Her bakışı gönül yakan kıvılcım.)
Çık Fatma kabirden kalkma et,
Hatıramdaki durumuna devam et,
Saklama etme bu sırrı, söyle bir söz...
Güller gibi gülümsemeye meylet,
Gönül yarasına çare bul, meram et:
Bir tatlı bakışla, bir gülüşle,
Hayatımın günlerini tamam et.
Sevgilimdi o, yoktu bir rakibi,
Olmuş idi ruhumun doktoru.
Şimdiyse elinde yok ilacım,
Lakin onadır hep ihtiyacım.
Vurmak neden öyle bir garibi?..
Gurbetlerinin bu mu arkasından geleni?
Ben bari toprak olaydım evvel,
Madem toprak imiş nasibi..
Yarabbi, öleyim mi, neyleyeyim ben?...
Ayrı yaşayayım mı sevdiğimden?...
Verdin bana böyle bir musibet,
Ettin beni sevginin düşmanı.
Ya bir kulu sevmiyor musun sen?...
Ya böyle ölüm değil mi erken?...
Hiç bulmamak üzere kaybettim,
Deli gibi ben onu severken.