Makaleler

Makinelerin Alacakaranlığı

John Zerzan

Oldest Makinelerin Alacakaranlığı Posts

You can find Oldest Makinelerin Alacakaranlığı books, oldest Makinelerin Alacakaranlığı quotes and quotes, oldest Makinelerin Alacakaranlığı authors, oldest Makinelerin Alacakaranlığı reviews and reviews on 1000Kitap.
Terence Hawkes'e göre "yazının... yeni bir gerçekliğin varlık kazanmasına yol açtığı görülebiliyor"; dil, "kendisi dışındaki bir 'gerçekliğe' yapılan tekil, bütünsel başvurulara izin vermiyor. Dil, sonunda kendi gerçekliğini oluşturuyor" diye de ekliyor Hawkes. Son derece çeşitlilik içeren bir gerçeklik, sınırlı dil tarafından
Sayfa 12
Marlene NourbeSe Philip
Tanrı ilk önce sessizliği yarattı: tam, yekpare, bütün. Tüm yaratıklar -erkek, kadın, hayvan, böcek, kuş ve balık- bu ses­sizlikle beraber mutlu bir şekilde hayat sürdüler ta ki bir gün erkek ve kadın birlikte yere uzanıp kendi aralarında ilk sözcü­ğü yaratana dek. Bu durum Tanrı'nın çok gücüne gitti ve söz­cük torbasını öfkeyle dünyanın üzerine silkeleyip, evrenini söz­cük yağmuruna tuttu. Tanrının sözcük hazinesi tüm yaratıkla­rın üzerine sağanak gibi yağdı, eskiden sessizlikten oluşan bütün, ebediyete dek bozuldu. Tanrı dünyayı sözcüklerle lanet­ledi ve bundan sonra erkek ve kadın, başlangıçtaki sessizliğe geri dönmek için sonsuza dek mücadele edecekti.
Sayfa 18
Reklam
Uygarlık, esasında doğanın ve kadınların tahakküm altı­na alınmasının tarihidir.
Sayfa 21
İlk kentler, İ.Ö. 4000 civarında Mezopotamya ve Mısır'da ortaya çıktı; yeni bir tarımsal değerler sistemi tarafından yaratılan üretim fazlasını, hakim bir azınlığın ellerine akıt­mak için politik araçların tertip edildiği bir dönemde yaratıl­dı kentler.
Sayfa 64
Kentsel gerçeklik, esasında iş ve ticaretle ilgilidir; kendi varoluşunu devam ettirmek için dış bölgelerden gelen deste­ğe adeta tamamen bağımlıdır. Bu türden yapay geçimliği garantilemek için kent yöneticileri kaçınılmaz şekilde savaşa başvururlar; savaş, kronik uygarlığın temel gıdasıdır. Stanley Diamond'ın deyişiyle "Cihanda fetih, yurtta baskı", ta başından beri kentlerin belirleyici bir niteliğidir.
Sayfa 64
Dünyasal gelişim ve imparatorluk, ilerleme adına her yerde insanlığı köleleştirip doğayı mahvediyor. Küreselleşme olarak bilinen ezici güç, sermaye ve teknolojinin amansız ve evrenselleştirici sistemi sayesinde neredeyse tüm muhalefe­ti, muazzam direnişi emip bünyesine katmıştır. Nihilizme yaklaşan bir boşunalık duygusu, moderniteye yönelik kaçı­nılmaz bir tepki olarak kabul ediliyor artık: "Her neyse ... " Bu kaderci atmosfer içinde kuramın sefaleti tüm çıplaklığıyla gün gibi ortada. Akademik kitaplıklar, yeni gerçekliklere tes­lim olmayı, uyum sağlamayı salık veren cilt cilt kitaplarla dolu.
Sayfa 129
Reklam
633 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.