Bu kitabı, İmparator Alexios Komnenos'un, çağına göre olağanüstü eğitimli ve bilgili kızı Anna Kommena, akıp giden Zaman'a karşı bir yengi anıtı dikmek için yazmış. Türk, Bizans, Haçlılar tarihlerinin kesişme dönemini (1071-1118) anlatmaya girişirken, öncelikle amacının, İmparator babasının başarılarını çağlar ötesine duyurmak olduğunu saklamıyor. Kitapta, adından başlayarak, "Alexios'un Destanı" niteliğinin, aşırı abartmalarla ve yan tutuculukla, bile bile yaratıldığı, hatta asıl amacın bu olduğu, doğru. Yine de, yapıt, ölçülmez değer taşıyor. Çünkü Anna, dönemin olaylarını, entrikalarını, savaşlarını, ünlü kişilerini, İstanbul'daki sarayı ve oradaki yaşantıyı, zamanın toplumsal kurumlarını, geleneklerini anlatıyor; sık sık, önemli kişilerin ayrıntılı portresini büyük başarı ile çiziyor; o dönemdeki İstanbul üzerine yapıtının pek çok yerinde bize bilgi veriyor; bu arada özellikle, Emir Çaka'nın öyküsünü, Ortodoks kilisesinin sapık saydığı bogomil tarikatının önderi Basileios'un İstanbul'da Dikilitaş dibinde diri diri yakılmasını, Haçlıların Anadolu'dan geçişini, Türklerle yapılan savaşları, Büyük Selçuklu Sultanlığı ile Anadolu Selçukluları arasındaki ilişkileri, sürtüşmeleri, çatışmaları, çok ayrıntılı olarak anlatıyor. Bunlar bakımından ve daha nice konu bakımından, yapıtı, ya en ayrıntılı bilgi veren kaynaktır ya da tek kaynaktır.