Bütün köpekleri Maltepe’nin
Bütün kedileri ve ben
Yürüyeceğiz üstüne yakında İst.
Bekle o günü
Bizim bura insanı
Silebilmiş değil daha gözümdeki uykuyu
İnatla koruyor urbasındaki
Nakışa benziyor diye
Köyden kalma, uyuşuk lekeyi
‘Dizi’ dininde TV’nin
Uysal, ezber ediyor aksatmadan
Yalan dersini
Ve fal bakıyor boyuna
Kahve, bakla, İskambil, ne bulursa
Kedi kardeşlerim ama
Huzursuz, kızgın
Bıkmış sürünmekten sersefil sokaklarda
Köpek kardeşlerim öfkeli
Ben zaten ezelden…
Kaynamaya başladı su, yakındır
Taşacağız üstüne İst
Kork bizden
Yahya Kemal Beyatlı
“İnsan bir kez geliyor şu acılar tatlılarla dolu, ama acısı tatlısını bastırsa bile, yine de vazgeçemediğimiz dünyaysa. Nedir şu kısacık ömrümüzde istediğimiz? Mutlu olmak: Yani sağımızda, solumuzda, çevremizde, yöremizde; yan yana, dirsek dirseğe yaşadığımız konumuz - komşumuz, yakınımız; düşünüşü, inanışı, huyu suyu meşrebiyle yakınımız uzağımız insanlarla birlikte horlanıp küçülmeden ; aşağılanıp sömürülmeden, hakkımız, hukukumuz çiğnenmeden, çiğnetilmeden insan gibi yaşamak ve yaşatmak.”
Vedat Günyol
Taş duvar, demir karyola ve yerlerde sayısız izmaritler.
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,