Öne Çıkan Maniki Dünya kitaplarını, öne çıkan Maniki Dünya sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Maniki Dünya yazarlarını, öne çıkan Maniki Dünya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu coğrafyanın ihanet içinde ruhlarını Büyük Şeytan’a satan kral, emir, şeyh, cumhurbaşkanı, başbakan, siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve sahte aydınlara karşı direniyor, gerçekleri anlatmaya çalışıyor ve bu uğurda mücadele ediyorum.
Arap dünyasında tarihte ilk kez komünistler bir ülkeyi yönetiyordu. Halkta müthiş bir heyecan vardı. Çünkü Kuzey Yemen ile karşılaştırıldığında güneydeki insanların eğitim, kültür ve yaşam biçimi çok daha ileri bir düzeydeydi. Elbette böyle bir durum çağdışı, ilkel, bağnaz ve rezil kral, emir ve şeyhler tarafından yönetilen Körfez ülkelerini tedirgin edip korkutmuştu.
El ele verip bu cumhuriyetten kurtuldular.
1978-1979 ayaklanması ile komünistler ülkenin güneyinde Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Suudi Arabistan, Umman ve ABD kuzeydeki Yemen Cumhuriyeti’ne destek vererek güneye karşı savaş başlattı. Sovyetler Birliği’nin yanı sıra Irak, Suriye ve Mısır güneylileri destekledi. Arap coğrafyasında komünistler tarafından yönetilen ilk ülke Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti oldu.
Arap Liderler Zirvesi’nin tüm tutanaklarını İsrail’e iletirmiş.
Şimdiki kral VI. Muhammed’in babası olan II. Hasan ülkeyi 38 yıl (1961-1999) demir yumrukla yönetti. Birçok darbe ve suikast girişimini atlatan kral hazretleri genel olarak Mossad ve Fransız istihbaratı tarafından korunuyordu. Kral daha çok Fas vatandaşı Yahudilere güvenirdi. Örneğin kralın başdanışmanı Yahudi Andre Azolay devletin bütün sırlarını İsrail ile paylaşırdı. Arap medyasında onunla ilgili çok hikâye var. Kralın da katıldığı Arap Liderler Zirvesi’nin tüm tutanaklarını İsrail’e iletirmiş. Üstelik kral Kudüs Komitesi’nin de başkanıymış. Yani İsrail, Arap liderlerinin Kudüs ile ilgili aldığı tüm kararları anında öğreniyordu.
Uyanık İngilizler iyi hizmet etsinler diye Lawrence-Bell yani Cerablus üretimi El-Suud’a “Alın size bir ülke” diyerek Hicaz topraklarını onlara vererek adını Suudi Arabistan Krallığı koydular. İçinde Mekke ve Medine’si de var.
Bununla yetinmeyen İngiliz kurnazları El-Suud ile birlikte Osmanlı’ya karşı ayaklandırılan El-Haşim’cilere “Gelin size de yeni oluşturduğumuz şu Ürdün denilen ülkeyi verelim. Bu da yetmezse bonus olarak Suriye ve Irak’ı da verelim” dediler ve öyle yaptılar.