Meksika ... 500 yıllık istilasıyla, direngen bir geleneği yaratmış, onurlu kızılderililerin ülkesi. Meksika halkının mücadelesi tarihinden çıkardığı derslerle büyüyerek sürüyor. Onlar üç şey istiyorlar: Demokrasi, adalet ve özgürlük. İstediklerinin gerçekleşeceği günü beklemek yerine, onu
bugünden uyguluyorlar. Ve bu yüzden dünya tarihinde ilk kez silahlı bir hareket, ayaklananların ordusu, bundan sonra ne
yapması gerektiğini örgütlediği ulusal bir referandumla tabanına, halka sordu. Onlar çoğunluğun, gerçekten çoğunluğun
istemediği, arzulamadığı bir devrimin, gerçek bir devrim olmayacağını, bir devrimin şartlarınınsa ancak barış, onur,
demokrasi, adalet ve özgürlüklerle yaratılacağını düşünüyorlar.
İstedikleri, bir devrimi mümkün kılacak bir devrim .... Marcos ... Kendisine göre o yalnızca halkın isteklerinin bir sözcüsü. Ama artık Zapatist Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun adı onun adıyla özdeşleşti. (İşte bu yüzden, sıfatının tam çevirisi Komutan Yardımcısı olmasına rağmen, "Sub" olarak bırakmayı tercih ettik) Hükümet her an yeni Marcos'lar keşfediyor, deşifre ediyor, Marcos'la, onu ele geçirmekle Zapatistleri teslim almış olacağını düşünüyor. "Artık Yeter"
çığlığıyla dağlara çıkmış olanlarsa "Hepimiz birer Marcos"uz diyorlar. EZLN'nin bu şehirli önderi, dağlardaki ilk günlerini büyük bir içtenlikle kaleme alacak denli alçak.gönüllü,
neo-liberalizmi, yeni dünya düzenini ironiyle örülmüş edebi tarzıyla yerle bir edecek denli keskin dilli ve yetenekli. Latin
Amerika'nın büyülü yazarlarının tadıyla politika yı birleştirmiş bildiri ve öykülerinde. Yeni Dünya Düzeninin bahşettiği daha fazla yoksulluk,
daha fazla acı ve ölümle kaderleri birleşen yoksul halkların, Meksika'dan yükselen bu demokrasi anlayışını öğrenmeye
ihtiyaçları var.