Paris’e yaptığı eğlence gezileriyle halka yaklaştığını sanırken, şıngır mıngır camlı, lüks, yaylı arabasıyla aslında yirmi yıl boyunca gerçek halkı ve gerçek Paris’i ıskalayıp geçecektir.
Çünkü vasat bir insanın talihinin ya da talihsizliğinin bir parçası da, kendi kendisiyle boy ölçüşme gibi bir zorunluluğu kendiliğinden hissetmemesi, kendini sorgulamaya merak duymamasıdır; bu soruyu ona soruncaya kadar
Bir fırtına hiçbir zaman, yelkenlerin söndürülmesiyle yatıştırılamaz; fırtına yine de, gücü kırılmadan kasıp kavurmasına devam eder, ta ki kendiliğinden yorulup dininceye kadar.