Dürrü'l - Maârif

Marifet Deryasından İnciler

Rauf Ahmed Müceddidi

Marifet Deryasından İnciler Sözleri ve Alıntıları

Marifet Deryasından İnciler sözleri ve alıntılarını, Marifet Deryasından İnciler kitap alıntılarını, Marifet Deryasından İnciler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demişler ki kalp boş durmaz. Mâsivaya veya matluba bağlanır. İnsan uyanık olduğu müddetçe, beş duyu organı casus gibi âlemin haberlerini kalbe ulaştırır, kalpte dağınıklık meydana getirir. Kalbin sahibi kalbine teveccüh edince, sanki kalbin etrafında bu teveccühten bir kale meydana gelir. Dışarıdaki haberlerin kalbe ulaşmasına mani olur. Bu sırada gönül en yüksek maksada bağlanır. Çünkü kalp boş durmaz. Mâsiva düşüncelerinden alıkonunca çaresiz kalır. Asıl maksada dönmekten başka işi kalmaz.
Huzur, kalbin Allah isminin manasına teveccüh etmesidir. Nasıl ki başta iki göz vardır, kalpte de bir göz hâsıl olur ve bu göz hakiki sevgilinin cemaline bakarak hayran kalır. Hâce Bahâeddin-i Nakşibend hazretleri (kudise sırruhû)
Reklam
Kırk senedir gözümün önüne seyretmem için cennetin kapılarını açıyorlar. Ben gözümü başkasından emanet aldım, ondan başkasına bakmam. Şeyh Mimşâd ed-Dîneverî hazretleri (kuddise sırrıhû)
Kişi iftitâh tekbirini alıp namaza durduğunda, ayaktayken, bedenim ve kalbim Allah Teâlâ’nın huzurunda durmakta, rükûa varınca, bedenim ve kalbim yüce Allah’ın huzurunda rüku ediyor, secdeye varınca, bedenim ve kalbim bargâh-ı kibriyâda (Hak Teâlâ’nın huzurunda) secde ediyor diye düşünür. Ya Rabbi! Bedenim ve hayalim sana secde etti. Kalbim sana iman etti.
Ümmette fazilet
Huzurlarında Resûlullah’ın (sav) ashabının faziletinden söz açıldı. Abdullah-ı Dihlevî hazretleri buyurdular ki: “Bütün ümmetin en faziletlisi ve en şereflisi Hulefâ-yi Râşidin’dir. Yeryüzünün dört yanına hidayet, bu dört halife vasıtasıyla ulaşmıştır. Onlardan sonra ümmetin en üstünü aşere-i mübeşşeredir. Hiçbir kimse onların kemalinin yüzde birine ulaşamamıştır. Böyle bir müjde onlardan başkası hakkında hiç işitilmemiştir. Bunlardan sonra Bedir Savaşı’na katılan sahabiler gelir. Onların her biri şehadet ve vilayet semasının parlayan ayıdır. Bu sahabilerden sonra ümmetin en üstünü Bey’atürrıdvân’da bulunan ashâb-ı kirâmdır. Bu sahabiler ağaç altında Resûlullah’a (sav) biat edip iman nehrinin suyuna kanmışlardır. Sonra ashâb-ı Uhud’dur. Bütün ümmetin evliyası, onlardan birinin derecesine ulaşamamıştır. Bunlardan sonra diğer bütün ashap gelir. Zamanın ve zeminin serveri Hz. Peygamber’e iman ederek onu gören veya Resûlullah’ın kendisini gördüğü her kimse, o büyüklerin zümresine dahildir.”
Ruh, bedeni ayakta tutan ve görünmeyen varlıktır. Beden ise görünen bir yoktur. Bedenin her zerresi ruhun gücüyle hareket eder. Yoksa beden asla iş yapamaz. Ruhun bedenin her zerresi ile beraberliği vardır. Bunun gibi vâcibü’l-vücûd olan Allah Teâlâ, bütün mahlûkları varlıkta tutmaktadır. O hareket ettirmeden varlıkların hiçbir zerresinin hareket etmesi mümkün değildir. Bütün âlemi varlıkta tutan O’dur.
Sayfa 146Kitabı okudu
Reklam
Turá in pend bes der her du alem Ki ber nayed zi canet bi Huda dem (Sana bu nasihat iki cihanda da yeter, Hak Teâlâ'yı anmadan bir nefes çıkmasın canından.)
Âşığı belaya müptela etmek, ona gam ve keder vermek, nazlı mâşukun âşığının aşkındaki sadakatini anlamak için imtihandır.
Bir gönlüm var ama o gönülde yüz türlü mahrumiyet var. Kanlı gözüm yenimde, göz yaşımda tûfan var. Kıyamet gününde herkes elinde defteriyle gelir, ben ise sevgilinin tasviriyle orada olurum. Hâce Muhammed Can Kudsî-i Meşhedî
Şu bedenimde her bir tüy dile gelse bile, senin şükrünün binde birini bile eda etmeye gücüm yetmez.
Sayfa 213 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Susmakta, konuşmakta olmayan bir mana vardır.
Sayfa 117 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Aşk secdesi yapmak için bir dergâh buldum, gökyüzüne uzanan bir yurt buldum.
Sayfa 363 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
İnsan bütün mümkünatı kendisinde toplayandır.
Bu durum şöyle izah edilir. Gazali’ye göre: Kainatta bulunan her şey yalnız insanda vardır. İnsanın başı feleğe, düşünceleri meleğe, kemikleri dağlara, kanı denize, sımsıkı damarları ağaç şekline, her iki gözü de ışık saçan güneşe ve parlayan aya benzer. Abdullah Dihlevi’ ye göre: Bütün alem Hak Teâlâ’nın isim ve sıfatlarının zuhurudur. İnsan Allah Teâlâ’nın zatının mazharıdır ve sıfatlarının hepsi Rabbü’l-alemîn’in zatında bulunur.
Sayfa 40 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
“Dil be - yâr u dest be- kâr“ [ El kârda olsa da gönül yârda...]
Sayfa 64 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Büyük o kimsedir ki yeryüzünde bir bulut gölgesi gibi gider de bir karıncanın gönlünü dahi incitmez.
Sayfa 25 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.