İnsanın fill ve hareketleri yeme ve içmesine göredir.Eğer haram yerse hareketleri ve sözleri harama yönelir, helâlinden fazla yerse, söz ve hareketleri lüzumsuz ve yersiz olur. Sanki yemek ve içmek insanın söz ve hareketlerinin tohumudur...
Elem ve eza gördüğünde, onu Allah'ın adlinden gör de onu yapan şahsı azarlama. Zira sen bütün hallerinde Allah'ın huzurundasın ve O'ndan başkasından gaipsin.
Bu dünya bir ağaçtır, insanda onun meyvesidir. Nitekim tatsız ve ham meyve ağaçtan zor kopar. Yetişen, olgunlaşan ve kemâle erip lezzetleşen meyve ağaçta kalmaz, düşer gider. Eksik ve ham olan insanda dünyaya yapışır. Emeli, çabası bu geçici hayatı uzatmak ve bütün eksiklikleriyle bir düzen kurmaktır. Vaktaki kemâl'i kazanır, olgunlaşır, irfan ve kemâl kalbinden içeri girer o zaman ölümün lezzetini tatmak ve bu geçici hayattan ayrılmak ister. Çünkü kâmil ve olgun insan bu üzücü ve fani dünyaya önem vermez, mal mülke, evlada bağlanmaz. İzzet, şeref ve dünya varlığıyla mağrur olmaz ve ölümün lezzet ve nimetini tatmaktan başka bir emeli kalmaz.