Âlemin nüshası olan insanın şerefli bedeni, yer ve gökler derecesindedir ki bu cihandır. Ay ve yıl derecesindedir ki zamandır. Belde derecesindedir ki mekândır.
Kemâl, insanın en şerefli huyudur. Kemâl; gönül ve ruhu arındırmak, iyi güzel değerlerle donatmaktir. Yani kalbi kötü hayvani vasiflardan arındırmak ve ruhu üstün Rabbani ahlak ile süslemek, böylece ilahi dostluk ve huzuru bulmaktır.
Cennet nehirlerinin biri dahi Kevser nehridir. Hak Teâlâ, onu sevgili Habibi Muhammed sallallahu aleyhi vesellem hazretlerine vermiştir. Nitekm O’na seslenip “Biz sana Kevser’ verdik” (108/1) buyurmuştur. O nehrin genişiliği üç yüz fersah mesafedir. Onun kaynağı arşın altı olup, oradan Sidre’ye gelir, oradan Cennet-i Firdevs’e dökülür. Öyle süratli akar ki, yaydan fırlayan ok gibi firdevs-i âlâyı ve altında olan cennetleri geçerek dolaşır. Rengi sütten beyaz, tadı şekerden şirin, kokusu anberden hoştur. Ondan bir kere içen bir daha susamaz. Asla bir illet ve hastalık görmez. Lezzeti sonsuza kadar dimağından gitmez.
Hz. Peygamberin Hadislerinde de: “Mü'min kalbi, Allah'ın evidir, arzıdır. Yer ve gökten geniştir. Allah, Mü'min kalbine vaaz ve nasihat eder. Hayır ilham eder. Kalbin hoşlandığı işi yap, onda hayır vardır. Hoşlanmadığı veya tereddüt ettiği işi yapma onda şer vardır. Allah, her işte, insan kalbinin yumuşak ve merhametli olmasını diler. Mü'min'in dört gözü vardır. Baştaki iki gözle dış âlemi, kalpteki iki gözle görünmeyen âlemi seyreder Allah, sevdiği kulunun, kalp gözünü açar" buyurmuşlardır...
1-Mü'min'in kalbine, iman nuru doğunca sevinir. Onun alâmeti de âhirete göçeceğini bilmek ve ona göre yol hazırlığını yapmaktır.
2-Ölümü ibretle anlayan dünyaya önem vermez.
3-Ölümü düşünenin nefsi temiz, kalbi uyanık olur.
4-Dünyadan ikrâh edenler Velilerdir.
5-Allah'ın hidayeti, ölümü idrâk edene erişir.
6-Halkın
"Delil isteyen müşriklere de ki: Göklerde ve yerdeki akıl almaz san'ata bakınız ki, ne incelikler vardır. İlm-i ezelide iman etmeden ölecekler için delil ve mucize görmek, korkutmak fayda vermez."