1940'lı yıllarda yazılan bu toplumsal ve siyasi eleştirileri, yazıldıkları dönemi bilmeden okusaydım günümüzde yazıldığını düşünürdüm. "Bir ülke hiç mi iyi yönde değişmez?" sorusuna "evet, hiç değişmez" cevabını kitabı okuyunca alıyoruz. Refahta, eğitimde, ekonomide, özgürlükte yine sınıfta kalmışız. Partiden partiye değişmiyor maalesef, siyaset her yüzüyle iğrenç. Zenginler hep zengin, fakirler hep fakir. Aynı terane. Kim çıksa "halktanız" diye, halk her seferinde saflığıyla inandı ve aklını bu fırsatçılara emanet etti. Bu açgözlüler de emanete hıyanet edip halkı oynattı. Maho bizi İstanbul'un göbeğinde bıraktı!
Her Türk vatandaşının bu kitabı okuması gerekir diye düşünüyorum. Türkiye'nin hiçbir zaman değişmediğini, bir adım bile ilerlemediğimizi çarpıcı şekilde öğrenmeliyiz, utanmalı ve artık "gerçek" şeyler yapmalıyız.
UTANMALIYIZ.
Sabahattin Ali "komünist" ya da "bolşevizm" yanlısı olduğu için öldürülmedi, gerçeği konuştuğu için öldürüldü. Cesareti ve namusluluğu için Sabahattin Ali ve hakikatin peşinde olan arkadaşlarına bir Türk genci olarak canı gönülden teşekkür ederim, bu millet için uğraştınız.