Hegel, diyalektiğin işlemesinin temelinde üç "Yasa" olduğunu ileri sürmüştü. Marx ve Engels bunların tümünü kabul etmekten memnundu. Şimdi bu Yasalar'ın neler olduğuna bir bakalım.
İlk Yasa
Niceliğin Niteliğe Dönüşmesi Yasası. Şeyler genelde aşama aşama -niceliksel olarak-değişme eğilimdedir, ama bazen aniden patlak veren bir sıçramayla farklı bir duruma geçerler. Ancak niceliksel bir değişim döneminden sonra gerçekleşebilecek niteliksel bir değişimdir bu.
İkinci Yasa
Karşıtların Birliği Yasası. Dünyadaki pek çok şey, belki de her şey karşıtlık içinde var olur. Gece ile gündüz, sıcak ile soğuk, iyi ile kötü, yakın ile uzak. Fakat birbirlerinden hiç de ayrı değillerdir. Öyle birlikler oluştururlar ki hiçbiri bu birliklerin dışında var olamaz. Gece olmadan gündüzün, kötü olmadan iyinin hiçbir anlamı yoktur. Her birinin kimliği diğerinin kimliğine dayanır.
Üçüncü Yasa
Olumsuzlamanın Olumsuzlanması Yasası. Her tez kendi içinde, kendisinin nihayetinde çökmesine neden olacak sorunlar ve güçlükler (çelişkiler) barındırır. Bu çöküş, çelişkileri açığa çıkaran antitezle gerçekleşir. Tez böylece olumsuzlanmış olur. Ama antitez de kendi içinde çelişkiler barındırır ki bunları açığa çıkaran da sentezdir. Böylece olumsuzlanma da olumsuzlanmış olur. Marksistler bu sürecin tarihte işlediğini düşünür.
Esas itibari ile materyalist ve pozitivist (bilgilerin birikmesi ile ilerlemenin olacağına inananlar) olan modernistler çağdaş batı kültürünün niteliğini belirlemişti.