Marksizm Nedir

Emile Burns

Marksizm Nedir Posts

You can find Marksizm Nedir books, Marksizm Nedir quotes and quotes, Marksizm Nedir authors, Marksizm Nedir reviews and reviews on 1000Kitap.
Herkesten yeteneklerine göre, herkese ihtiyaçlarına göre
Marx'a göre, bu eştisizlik, gelecekteki toplumların değişmez özelliği miydi? Sosyalist toplumda üretimin sürekli olarak artmasıyla birlikte, belirli bir aşamaya varıldıktan sonra kişilerin toplam üretimde aldıkları payı, bu toplam üretime kattıkları değerle orantılı olarak tutmak zorunluluğu da ortadan kalkacaktır. Üretimi, sağlanan emekle orantılı olarak bölüştürmek, aynı zamanda herkesin bütün isteklerini tatmin edebilecek bir üretimin henüz yapılamadığı anlamına gelmektedir. Kapitalist toplumda bütün fertlerine yetecek kadar ekmeği bulunan bir ailede ekmeklerin paylaşılmasının gereği yoktur, herkes istediği anda ihtiyacı kadar ekmek yiyebilecektir. İşte aynı şekilde sosyalist toplum, her üyenin diğer üyelerin isteklerinin kısıtlanmalarına lüzum kalkmaksızın bütün isteklerinin tatmin edilebileceği bir aşamaya vardığında, herhangi bir kişinin toplam üretimden alacaklarını şu ya da bu şekilde ölçmeye, kısıtlamaya da lüzum yoktur. Bu aşamaya varıldığında üretim ve dağıtım ilkesi şu şekilde olacaktır. “Herkesten yeteneklerine göre, herkese ihtiyaçlarına göre.”
Sayfa 85 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
Parababalarının devleti kontrol edişi
Egemen sınıflar, görünüşte parlamento tarafından kontrol edilmesine rağmen, silahlı kuvvetleri ve devlet mekanizmasını kendi mutlak hâkimiyetieri altında ne şekilde tutabiliyorlar? Bu sorunun cevabı devlet mekanizmasının yapısında gizlidir. Her ülkede silahlı kuvvetlerin, adli ve idari mekanizmanın yüksek kademelerinde daima egemen sınıfların üyeleri ya da sadık uşakları bulunmaktadır. Egemen sınıf, bunu tayinler ve terfilerle gerçekleştirir. Temsili kurumlardaki demokrasi ne kadar ileriye gitmiş olursa olsun, gerçek açıkça göstermektedir ki, devlet mekanizmasının çekirdeği daima egemen sınıfların kontrolünde kalmaktadır. Önemli bir toplumsal gelişme ortaya çıkıncaya kadar, devlet mekanizmasının demokratik parlamentodan bağımsız olduğu gerçeği gizli kalır. Fakat, egemen sınıfın çıkarları tehlikeye düştüğü zaman, İngiltere gibi asırlık demokratik gelenekleri olan bir ülkede bile, parlamentodan geçen yasalara karşı silah gücü kullanılır. Örneğin 1914 yılında Curragh'ın subaylarının hükümetin emirlerini dinlemeyerek, isyana başvurmaları sırasında olduğu gibi.
Yordam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kapitalizmin krizlerden "geçici" olarak kurtuluşu
İşçilerin toplam talebinin duraklaması, buna karşılık sermayenin ölçüsüz şekilde büyümesi; işte kapitalist toplumlardaki buhranların ana nedeni. Bununla beraber, bu buhranın ne zaman, ne şekilde belireceği daha birçok etkene de bağlıdır. 1950 yılından sonra Amerika Birleşik Devletleri'ni alırsak, savaş için yapılan hükümet harcamalarının bu buhranı bir süre geriye atabildiğini görürüz. Devletin toplam talebi bu şekilde artırması normal kapitalist düzenin bir özelliği değildir. İlk olarak Marx'ın belirttiği kapitalizm değişmekte, klasik kapitalizmden devlet kapitalizmine geçilmektedir. Kapitalist devlet, toplam talebi başka yollarla da artırabilir. Örneğin, tarım ürünlerinden pazarda satılamayanları satın alır ya da tüketim kredisi sağlar, takside satışı teşvik eder. Fakat bu tedbirlerin hiçbirisi, toplam taleple toplam üretim arasındaki açığı tam olarak kapatamaz, buhranı bir süre için geciktirir, o kadar...
Sayfa 43 - Yordam YayınlarıKitabı okudu
112 syf.
·
Not rated
·
Liked
İdeolojiyi yeni keşfetmiş ve hakkında bilgi edinmek isteyen insanlar için uygun bir kitap. Emek sömürüsünü ve Marksizmin buradaki yerini kafa karıştırmadan özet geçmiş.
Marksizm Nedir
Marksizm NedirEmile Burns · Yordam Kitap · 2012215 okunma
Sosyalist toplumlar birbirlerine karşı savaş açmayacaklar dır. Çünkü insanın insanı sömürmesini reddeden sosyalizm, bu gibi savaşlardan hiçbir şey elde edemez.
''Kapitalist bir toplumda işçiyle ailesinin günlük ihtiyaçlarının üretilmesi için, örneğin dört saat yetebilir. Diğer bir deyişle, işçinin ve ailesinin günlük ihtiyaçlarının mal olarak pazardaki toplam mübadele değeri dört çalışma saati olabilir. Bu durumda işçinin günlük emek gücünün mübadele değeri de, dört çalışma saati olacaktır.Yani kapitalist, işçiye dört çalışma saati karşılığı para ödeyecektir. Oysa işçi dört değil, sekiz ve çok kereler on, on iki saat üretimde bulunur. Bu durumda işçi ilk dört saatlik üretimiyle kendisine verilen ücretin karşılığını ödemiş olacak, bu ilk dört saatten sonraki üretimi tamamen kapitalist için yapacaktır. İşçinin günlük emek gücünün mübadele değeri dört çalışma saati olduğu için, kapitalist işçiye dört saatten sonraki üretimi için hiçbir şey ödemeyecektir. İşte, karşılığı kapitalistler tarafından ödenmeyen bu çalışma, kapitalistlere kalan kârın, yani ''artık değer''in kaynağıdır. Görülüyor ki kâr, alış veriş sırasında değil, üretim sürecinde işçinin sömürülmesiyle elde edilmektedir. İşçinin sömürülmesi, soyut bir burjuva kavramı değil, kapitalizmin ve kapitalistlerin varlıklarını borçlu oldukları somut bir gerçektir. Sömürme olmasaydı, kâr olmazdı; kâr olmasaydı, kapitalizm ve kapitalistler olamazdı...''
Reklam
127 öğeden 171 ile 127 arasındakiler gösteriliyor.