"Kim ne derse desin, yazarları severim doğrusu. Bir zamanlar iki şeyi tutkuyla istemiştim: Evlenmek ve yazar olmak, fakat ne biri oldu ne öteki... Yaa. Küçük bir yazar olmak bile hoştur vesselam."
"Kaderine katlanmasını bil ve inançlı ol... İnanıyorum ben ve o kadar çok acı çekmiyorum şimdi... Bir görevim, bir amacım olduğunu düşününce hayattan korkmuyorum..."
İnsanlar, aslanlar, kartallar ve keklikler, boynuzlu geyikler, kazlar, örümcekler, derin suların suskun balıkları, deniz yıldızları ve gözle görülmesi olanaksız varlıklar ; kısaca tüm canlılar, yaşamlarının kederli çemberini tamamlayıp söndüler... Artık binlerce yüzyıldır yeryüzü tek bir canlı varlık taşımıyor üzerinde ve bu zavallı ay boşu boşuna yakıyor fenerini. Çayırlarda çığrışarak uyanan turna kuşları yok artık ve ıhlamur korularında mayıs böceklerinin vızıltıları işitilmiyor...
•Ya felsefeden dem vurursunuz ya da para hakkında konuşursunuz. Size göre fakirlikten daha büyük bir mutsuzluk yok fakat bence paçavralar içinde dolanıp dilenmek bin kez daha kolay! Fakat anlamıyorsunuz.
•Yaşayan insanlar! Hayatı olduğu gibi değil olması gerektiği gibi de değil rüyalarda göründüğü gibi tasvir etmek gerekir.
•De gustibus aut bene ( Zevkler ya iyidir ya da hiçtir.)
•Evrende sadece ruh, sabit ve değişmeden kalır.
•Söyleyecek bir şey olmadığında hep " Ah, şu gençlik yok mu gençlik!" derler.
•Peki neden? Çünkü çalışıyorum, hissediyorum, sürekli koşuşturma içindeyim, buna karşın hepiniz aynı yerde oturup duruyorsunuz, yaşamıyorsunuz. Benim bir kuralım var: Geleceğe bakma. Asla yaşlılık ya da ölüm hakkında düşünmem. Kaçınılmaması gereken şey geleni kabul etmektir.
•Kusura bakmayın, sizi anlamayı reddediyorum.Siz başarı yüzünden kendinizi kaybetmişsiniz.
•Bu tam anlamıyla kıskançlıktan başka bir şey değil. Yetenekli olmayan insanların gerçek yeteneklere yönelttikleri suçlayıcı iddialar dışında ellerinde hiçbir şey yoktur.
•Bazen insanlar uyanıkken de uyurlar, burada seninle konuşuyorum ama aslında sanki uyuyorum ve rüyamda onu görüyorum... Tatlı muhteşem rüyalar sardı benliğimi...
•Ölüm korkusu bütün canlıların korkusu...Onu bastırmak gerek.Sadece günahlarından dehşete düşen, ebedi yaşama inananlar, bilinçli bir şekilde ölümden korkarlar.
•Binlerce yıl boyunca, dünya kendi üzerinde tek bir canlı varlık taşımıyorsa o zaman bu zavallı ay, boşu boşuna ışığını yakıyor.
Yine kalemini, üslubunu sevdiğim bir yazarın Martı kitabı, tiyatro türünde ve çerez tadında bir solukta okunacak tarzda. Ama daha öncede dediğim gibi keşke böyle eserlerin direkt tiyatrosunu izleyebilsek, o zaman tadından ve izlerken ki heyecanından geçilmez.Kitabın başında karakterler yazılmış, kim kimdir belli ama genellikle üç isimli oldukları için biraz karıştırılma ihtimali var, ben okurken açıp açıp baktım en azından, konusu ise bence çarpıcı, martı üzerinden betimleme yapılarak değindiği şeyler beni çok etkiledi. Bu kısa ve güzel okuma yolculuğu için teşekkür ederim Anton.
MartıAnton Çehov · Kızıl Panda Yayıncılık · 202320,4bin okunma