Masa Dergisi - Sayı 3 (Eylül-Ekim 2016) Sözleri ve Alıntıları
Masa Dergisi - Sayı 3 (Eylül-Ekim 2016) sözleri ve alıntılarını, Masa Dergisi - Sayı 3 (Eylül-Ekim 2016) kitap alıntılarını, Masa Dergisi - Sayı 3 (Eylül-Ekim 2016) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sıkı sıkıya tutunduğum her şeyden bıktım,
Sıkı sıkıya tutunduğum her şeyi kırdım."
Neriman dedim,
Affetsene beni.
İnan kendimle ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Sol omzumda etik, sağ omzumda diyalektik
Sokaklarda tanklar, zihinlerde petrol kokusu
Biri silahını çekse, ayağımızın altından çekilecek gibi tüm halılar.
Neriman,
Affetsene beni.
İnan tüm bunlarla ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Orhan Kemal
Güçlü bir hafıza ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü; iyi anlar nadiren, kötü anlar sıklıkla hatırlanır.
Sayfa 18Kitabı okudu
Birtakım engeller çıkabilir, bazi tünellerin sonunda ışık görülmeyebilir, hatta düşmekten dizleri yarılabilir belki ama insanın vazgeçmeyeceği bir yol olmalı hayatında.
Sayfa 21Kitabı okudu
"İnsanın en büyük madeni, kayıtsız şartsız kalbindedir."
"Ama bildiğim; dünyayı güzelleştirmek uğruna, sana bir sığınak olabilmek için sonuna dek mücadele edeceğim."
"Umut her zaman vardır. Yeter ki bakmayı ve düşünmeyi bilelim."
"Hayatın ne çok ayrıntısı vardı..."
Cam kırıkları üzerinde yalınayak yürür gibi bir mevsimin ortasında, hiç olmayacak anların efkârındayım...
"Bu insanların, hep iyi zamanlarda birinin yanında olması nasıl bir ikiyüzlülük?"
Demek eşyalar da bu işe yarıyor. Yok olan güzel şeyler onlara takılıp kalmış, bir fotoğraf gibi, daha çekildiği anda ölen anın sinsi keyfini sürüyorlar.
Sayfa 49Kitabı okudu
"Lafı dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Afilli cümleler kurasım, zorlama benzetmeler yapasım yok hiç. Sonuç olarak misafirsizdim. Ben de misafirdim. Misafirin, misafiri olmaz. Bu dünyada, bu şehirde, bu evde, bu bedende, her yerde ve herkeste... Sadece bir misafir!"
Biz, çarpışan arabaya binip kimseye çarpmamayı meziyet sanan nahif çocuklardık, bizim bilyelerimizi hepten mazgallara döktüler.
Canımı kuşlara ekmek diye serpmişliğim varsa bile, onurumdan henüz vazgeçmedim.
"Ve bir çocuğun yıldızlara dokunabilmek için, odasının tavanının camdan olmasını istemesi saflığında sana olan hislerim..."