Eğer bir kurgu okuyor olsaydım bile duyduğum üzüntüden kitabı bitirmem zaman alırdı...
Tarihin belli bir dönemini delillerle, tane tane, kırışık bir kumaşı ütüler gibi yanlışları sile sile tam ortadan dosdoğru ilerliyor her bir sayfa...
Okudukça kalbime çöken ağırlığını, ben henüz yokken dahi benden ve benden sonrakilerden çalınan geleceğimi, atalarımın dilini ve dinini neden ve nasıl bilemeyişimi, tarihimle kültürümle parçalarcasına koparılan özümü...
Şuursuzca, yanlış amaçlarla bir milletin kaderini şirazesinden kaydırmak...
Beynimin mengeneye sıkıştığını hissederek, kalbimin sıkışmışlık hissi ile boğuşarak okudum bu kitabı.
Yıllarca İnkılap Tarihi adı altında yanlış ve yalan dolu hikayelerin, benden öncekilerden ve benden çaldıklarını okudukça hırslandım.
Aklım almadı, ruhum bedenime sığmadı.
Sonra ne mi oldu?
Ağlaya ağlaya okudum bu kitabı, bitirdim, sanırım o da beni bitirdi.
Yeniden başladığımda (Allah'ın izniyle) geçmişin hiç bir sıfatı beni yürüdüğüm yoldan alamayacak çeviremeyecek halde uyandım.
Rabbim doğru yoldan (Sırat-i Müstakim'den) ayırmasın.
Rabbim sözünden dönmeyecek, İslam galip gelecek.
Adalet elbet tecelli edecek!