Bir kitabı anlamaya kulak yetmiyor. Harfleri gözünüzle görmelisiniz. Film izleyerek kitabı kavramak olanaksız. Ayrıntı, yazıdadır. El, kitaba değmeli. Mürekkebin kokusu alınmalı. Yazılar gözün derinliklerine ulaşmalıdır. Yazar gibi okur da kitabın yaratıcısı olmalıdır.
Öyle bir yoksulluk vardı ki bizim oralarda, geleni sofraya çağırmak kaçınılmaz olduğu halde, bizim yaklaştığımızı sezen akrabalardan çoğu, bir iki lokma yedirecekler diye yerdeki sofrayı toplayıverirlerdi.