Sherlock Holmes Gibi Düşünmek

Mastermind

Maria Konnikova

Mastermind Gönderileri

Mastermind kitaplarını, Mastermind sözleri ve alıntılarını, Mastermind yazarlarını, Mastermind yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlık bir yetkinlik izleniminin politik bir oylamanın tabanını oluşturması gibi, Watson'ın Mary'yle ilgili yaptığı aşırı olumlu tahminler de birincil görüşünü pekiştiren daha sonraki eylemlerinin temelini oluşturuyor. Şu andan itibaren varacağı tüm yargılar, ilk anda oluşan güçlü izlenimlerin etkisi altında olacak. Dünyaya pembe gözlüklerle bakan Watson, şu andan itibaren kolaylıkla hale etkisinin tuzağına düşebilir. (Eğer size pozitif gelen bir unsur varsa -ki mesela burada o unsur dış görünüş- büyük ihtimalle diğer unsurlara da olumlu gözle bakarsınız ve bu olumlu tabloya uymayan şeyler de bilinçaltınız tarafından kolayca geçiştirilir.) Ayrıca klasik tekabül önyargısına karşı da duyarlı olacak: Mary'yle ilgili olumsuz olan her şey dış etkenlere -stres, imkanların azlığı, kötü şans, ya da her ne olursa- ve olumlu olan şeyler de karakterine bağlanacak. Mary iyi olan her şeyin övgüsünü kendinde toplarken, kötü yanlarının suçunu çevre koşulları sırtlanacak . Peki ya talih ve şans? Önemli değiller. Ya genellikle, ister bir olay ister bir davranışla ilgili olsun, gelecek hakkında her türlü tahminde bulunmakta son derece başarısız olduğumuz gerçeği? Bunun da Watson'ın yargılarıyla bir alakası yok. Hatta Holmes'un aksine, o, ne bu ihtimali göz önünde bulundurmuş ne de kendi yetkinliğini sorgulamıştır.
Aşkın gözü de bu yüzden kör
(Eğer size pozitif gelen bir unsur varsa -ki mesela burada o unsur dış görünüş- büyük ihtimalle diğer unsurlara da olumlu gözle bakarsınız ve bu olumlu tabloya uymayan şeyler de bilinçaltınız tarafından kolayca geçiştirilir.)
Reklam
Ama bu şu demek: Temel düzeyde olmak kaydıyla hepimizin önyargıları var. Ben böyle değilim, diye istediğiniz kadar itiraz edebilirsiniz ama büyük ihtimalle öylesiniz. Önyargılarından etkilenmeyen insan, yok denecek kadar azdır.
Testin bulguları çok sağlam ve benzer sonuçlar yaygın olarak kendini tekrar ediyor: Kalıplaşmış davranışlarla ilgili yapılan öz-bildirimli testlerde (örneğin, Oldukça Erkeksi ve Oldukça Kadınsı arasında birden dörde kadar bir değerlendirme yapılırsa, mesleki kariyeri en çok kadınlarla mı ilişkilendirirsiniz, erkeklerle mi?) en düşük sonuçları alan bireyler, tamamen ayrı bir hikaye anlatan IAT'lerde genelde farklı reaksiyon süreleri gösteriyorlar. Mesela ırkla alakalı davranış IAT'lerinde, 2,5 milyonu aşkın katılımcıdan yüzde 68'i önyargılı bir şablon koyuyor ortaya. Yaşla ilgili testlerde ( örneğin; genç insanları yaşlılara tercih edenler): yüzde 80. Fiziksel engellerle ilgili testlerde (örneğin; herhangi bir fiziksel engeli olmayan insanların tarafını tutanlar): yüzde 76. Cinsel tercihlerle ilgili testlerde (örneğin; heteroseksüelleri geylere tercih edenler): yüzde 68. Kiloda (örneğin; zayıf insanları şişman olanlara tercih edenler): yüzde 69. Liste bu şekilde uzuyor da uzuyor ve bu önyargılar sonuç olarak, aldığımız kararları da etkiliyor. Dünyaya karşı olan en baştaki bakış açımız, varacağımız kanaati, biçtiğimiz değeri ve hayatımızın herhangi bir anında yapacağımız tercihleri de etkileyecek. Elbette bu demek değil ki, her seferinde ön yargılı bir biçimde hareket edeceğiz. Sonuçta beynimizin en temel tepkilerine karşı direnecek kapasiteye sahibiz. Ama bu şu demek: Temel düzeyde olmak kaydıyla hepimizin önyargıları var. Ben böyle değilim, diye istediğiniz kadar itiraz edebilirsiniz ama büyük ihtimalle öylesiniz. Önyargılarından etkilenmeyen insan, yok denecek kadar azdır.
"Her şeyi hatırlayabilseydik, birçok durumda, hiçbir şey hatırlamadığımız zamanlardaki kadar perişan olurduk."
Anlık bir yetkinlik izleniminin politik bir oylamanın tabanını oluşturması gibi, Watson'ın Mary'yle ilgili yaptığı aşırı olumlu tahminler de birincil görüşünü pekiştiren daha sonraki eylemlerinin temelini oluşturuyor. Şu andan itibaren varacağı tüm yargılar, ilk anda oluşan güçlü izlenimlerin etkisi altında olacak. Dünyaya pembe gözlüklerle bakan Watson, şu andan itibaren kolaylıkla hale etkisinin tuzağına düşebilir. (Eğer size pozitif gelen bir unsur varsa -ki mesela burada o unsur dış görünüş- büyük ihtimalle diğer unsurlara da olumlu gözle bakarsınız ve bu olumlu tabloya uymayan şeyler de bilinçaltınız tarafından kolayca geçiştirilir.) Ayrıca klasik tekabül önyargısına karşı da duyarlı olacak: Mary'yle ilgili olumsuz olan her şey dış etkenlere -stres, imkanların azlığı, kötü şans, ya da her ne olursa- ve olumlu olan şeyler de karakterine bağlanacak. Mary iyi olan her şeyin övgüsünü kendinde toplarken, kötü yanlarının suçunu çevre koşulları sırtlanacak . Peki ya talih ve şans? Önemli değiller. Ya genellikle, ister bir olay ister bir davranışla ilgili olsun, gelecek hakkında her türlü tahminde bulunmakta son derece başarısız olduğumuz gerçeği? Bunun da Watson'ın yargılarıyla bir alakası yok. Hatta Holmes'un aksine, o, ne bu ihtimali göz önünde bulundurmuş ne de kendi yetkinliğini sorgulamıştır.
Reklam
917 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.