Matmazel Noraliya'nın Koltuğu

Peyami Safa

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Konusu

Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefenin ilkeleriyle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan Ferit, tıp fakültesini bırakıp felsefe bölümüne geçen fakat içinde bulunduğu mütereddit ruh hali sebebiyle buraya da düzenli olarak gitmeyen bir üniversite öğrencisidir. Ferit, Yüksekkaldırım’da içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyonda kaldığı altı gün bo­yunca karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız arkadaşı Selma ile arasında geçen tartışmalar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit’in durumunu daha da kötüleştirir. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde Ferit’in en büyük destekçisi olur. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölümü ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için Aziz’in tavsiyesiyle Ada’da bir ev kiralar. Bu ev bir yıl önce ölmüş, gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya'ya aittir. Peyami Safa’nın, kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir.
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 2 dk.Sayfa Sayısı: 319Yayınlanma Tarihi: Ekim 2017İlk Yayınlanma Tarihi: 1978Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9789754370560Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

8.310 üzerinden
1.842 Puan · 322 İnceleme

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Semih Doğan

Semih Doğan

@muaddib
·
27 Temmuz 2018 00:03
9/10 puan verdi
Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak
471 etkileşim
Seymaa

Seymaa

@seymaalbakir
·
09 Ocak 2022 21:40
10/10 puan verdi
İlk defa Peyami Safa okumuş birisi olarak bu kitabı fuarda yoğun öneriler üzerine almıştım. Övülmeyi gerçekten de fazlasıyla hak ediyormuş... Peyami Safa'nın kaleme aldığı romanları içerisinde kendisinin de en fazla beğendiğini ifade ettiği ve Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilen eser histerik bir ruh hali içerisinde olan Ferit karakterinin girdaplı ruh halleri, gel gitler ile dolu aşk hayatı, halüsinasyonları ve gerçekleri arasında gidip gelmeleri üzerine kurulu. Ferit de yaşadığı bu olaylar sonucu felsefe ve mistik dünya görüşleri üzerinde kafa yormaya başlıyor. Karakterin halüsinatif olaylara karşı düşünceleri çok yoğun ve tüm bunlar olurken, yazar sanki sizi de onunla birlikte eserde yaşatıyor. Psikolojik çözümlemeleri ve anlatım tarzı biraz ağır, ama diğer taraftan da çok başarılı. Zaten eseri bu kadar güzel ve özel kılan da bu. Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'nun üzerinizde çok başka bir etkisi olacak, bu roman için geç kalmayın derim, mutlaka kitaplığınızda yer almalı. Keyifli okumalar...
167 etkileşim
Ela

Ela

@elagultekinn
·
06 Haziran 22:14
3/10 puan verdi
Kitabı daha önce yarım bırakmıştım. Bu sefer tamamen bitirmeye niyet etmiştim ama ilk başta dilinin çok ağır olması sürekli kelimelerin anlamlarına bakmak benlik değildi ve sinir bozucu olmaya başladı. Devamında da konusu ilgimi çekmedi. Normalde sevdiğim bir yazardır ama kitabı bitirmekte çok zorlandım ve bitiremedim.
5 etkileşim
burcu karaman

burcu karaman

@ardamira
·
17 Temmuz 22:39
Puan vermedi
Kendisi bir kuyudur ki, içine evvela kendisi düşmüştür. Deli ol, aşık olma. Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir. Delilik, var olmuş bir zekanın yok oluşudur; aptallık, var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir. Deliliğin hiç olmazsa mazisi şanlı. Aptallığın şerefli bir tarihi bile yok. Bir kahkaha atmalısın. Bir kahkahanın halletmediği hiçbir mesele yoktur. Gözünü oyarlarken bile bir kahkaha at, acı duymazsın. Gül ve geç. Kaçtım insanlardan. Herşeyi sildim. Ruhumun dibine indim. Şimdi bütün bu kitapları beyninizde sıkınız ve bana bir damla, bir damla aydınlık süzünüz. Çıldıracağım. Söyleyiniz bana, nasıl bir dünyadayız biz? Tıpta doktor, felsefede hasta olursun. Çok güzel bir kitap okudum. İyi ki okumuşum dediklerimden oldu.
4 etkileşim
RhnD

RhnD

@ErhanDinc26
·
31 Temmuz 12:20
9/10 puan verdi
Peyami Safa'nın tasavvufî ögelerle bezeli 1949 yılında yayımlanan romanı. Eser, Türk edebiyatının ilk modernist romanlarından biridir. Romanı biçimsel değerlendirdiğimizde Safa, romanda olayı ikinci plana atmıştır. Olayların tek amacı kahramanların ruhsal durumlarını harekete geçirmek.
15 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 72.3
Erkek% 27.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Peyami Safa
Peyami SafaYazar, Çevirmen · 125 kitap
Peyami Safa (d. 1899, İstanbul - ö. 15 Haziran 1961), Türk hikâye ve romancısı. Server Bedi takma ismini de kullanan yazar romanlarının yanı sıra, düşünsel yapıtları, polemikleri, köşe yazarlığı ve gazeteciliği ile de tanınır. Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa'nın oğludur. Sivas'a sürgüne gönderilen babasının orada ölmesi üzerine 1901 yılında iki yaşında yetim kalmış, bu yüzden "Yetim-i Safa" adıyla anılmıştır. Babasız büyümenin acılarının yanı sıra, sekiz dokuz yaşlarında yakalandığı bir kemik hastalığı dolayısıyla 17 yaşına kadar, bu hastalığın fiziksel ve ruhsal bunalımlarını yaşamıştır. Doktorlar kolunun kesilmesinde karar kılmış, fakat Safa bunu kabul etmemiştir. Daha sonraları bu günlerdeki tecrübelerini "9. Hariciye Koğuşu" adlı romanında okurlarıyla paylaşır. Hastalık ve savaşın yol açtığı maddi sıkıntılar dolayısıyla öğrenimini sürdürememiş, 13 yaşında hayatını kazanmak ve annesine bakmak için Vefa İdadisi'ndeki öğrenimini yarıda bırakmıştır. Karton Matbaası'nda bir süre çalışan Peyami Safa, Posta - Telgraf Nezareti'ne girmiş, I. Dünya Savaşı'nın başlamasına kadar orada çalışmıştır (1914). Daha sonra Boğaziçi'ndeki Rehber-i İttihat Mektebi'nde öğretmenlik yapmaya başlamıştır. Dört yıl çalıştığı bu okulda, hem öğretmiş, hem de kendi çabasıyla Fransızca'sını ilerletmiştir. Buradaki izlenim ve deneyimlerini "Biz İnsanlar" adlı eserinde kullanmıştır 1918 yılında ağabeyi İlhami Safa'nın isteğine uyarak öğretmenlikten ayrılmış ve birlikte çıkardıkları "20. Asır" adlı akşam gazetesinde "Asrın Hikâyeleri" başlığı altında yazdığı öykülerle gazetecilik yaşamına başlamıştır. İmzasız olarak yazdığı bu hikâyelerin tutulması üzerine Server Bedi takma adını kullanmaya başlayan Peyami Safa, daha sonra 1921'de Son Telgraf gazetesinde yazmış, oradan da Tasvir-i Efkâr'a geçmiştir. Daha sonra Cumhuriyet gazetesine geçmiş, 1940 yılına kadar bu gazetede fıkra ve makalelerinin yanı sıra, roman da tefrika etmiştir. 1960'lı yıllara kadar başta Milliyet olmak üzere birçok gazete ve dergide yazan Peyami Safa 27 Mayıs'tan sonra Son Havadis gazetesinde yazmaya başlamıştır (1961). Aynı yıl Erzurum'da yedek subaylığını yapmakta olan oğlu Merve'nin ölümü üzerine büyük bir sarsıntı geçiren Peyami Safa, iki üç ay sonra İstanbul'da vefat etmiştir. Edebî hayatı İlk romanlarında sola yakın görüşler taşıyan Peyami Safa, bir hastanın psikolojisini anlattığı otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu (1931) Nazım Hikmet'e ithaf etmişti. Bu roman hariç, 1922-1939 yılları arasında yazdığı Mahşer (1924), Şimşek (1928), Fatih-Harbiye (1931) ve Biz İnsanlar (1939) adlı romanlarında Doğu-Batı sorunsalını karakterlerde somutlaştırarak işledi. Safa, bu romanlarında, ruh hallerini çözümlemede, kurguda, dilinin kıvraklığında, anlatım tekniklerindeki denemelerde başarılı bulunurken romanlarında düşünceyi öne çıkarması dolayısıyla eleştiriler aldı. II. Dünya Savaşı sırasında Nasyonal Sosyalistlere yakınlaşmasıyla dikkat çeken Safa'nın gerçekçi roman çizgisi Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949) ile mistisizme yöneldi. İlk uzun hikâyesi "Gençliğimiz"i 1922 yılında neşreden Peyami Safa, para kazanmak amacıyla yazdığı kitaplarında, ilk defa ağabeyi İlhami Safa'nın takma ad olarak kullandığı, annesi Server Bedia Hanım'ın adından uyarladığı Server Bedi müstear adını kullanmış, bu takma adla yüzlerce eser vermiştir. Bunlar arasında en sevilenler Cingöz Recai macera romanları ile Cumbadan Rumbaya adlı romanı olmuştur. Peyami Safa, Türk kültür yaşamında yayımlandığı yıllarda hayli etkili olmuş Hafta, Kültür Haftası (1936, 21 sayı) ve Türk Düşüncesi (1953-1960, 63 sayı) dergilerini çıkarmıştır. Asıl ününü romancı olarak yapan Peyami Safa, bazı uzun öyküleri ile de dikkati çekmiş, yazar Batılı kaynakların bir "Zalim" olarak tanıttıkları hun hükümdarı Attila'yı aklamak amacıyla aynı adda bir de tarihsel roman yazmıştır. Tüm bu üretkenliğine rağmen yeterince tanınmamış ve tanıtılmamıştır. Hakkında yapılan çalışmalar Prof. Dr. Mehmet Tekin, Doç Dr. Mehmet Önal ve Dr. Nan a Lee Peyami Safa hakkında birer doktora tezi vermişlerdir. Beşir Ayvazoğlu'nun yazar (Peyami Safa) hakkında Ötüken Yayınları'ndan çıkmış, biyografik bir eseri bulunmaktadır. Zülfikar Uğur Yıkan, 2004 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde "Peyami Safa'nın Server Bedi İmzalı Romanları" konulu Yüksek Lisans tezini hazırlamıştır. Yazar-çevirmen Sabri Kaliç 2011 yılında Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" romanını "Exterior Diseases - Ward: 9" adıyla İngilizceye çevirmiştir. Ayrıca internet üzerinde Peyami Safa hakkındaki bilgilere ulaşabilceğiniz " peyamisafa.biz " şeklinde bir internet adresi mevcuttur.

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Öznur

Öznur

@oznurozmen
·
11 Kasım 23:46
Yapayalnızım ben.
702 etkileşim
Öznur

Öznur

@oznurozmen
·
16 Kasım 11:02
Ruhunun içinde kaybettiği bir şeyi dışarıda arıyormuş gibi…
707 etkileşim
Öznur

Öznur

@oznurozmen
·
12 Kasım 23:01
Sevdiğimi belli etmekten utanıyorum.
581 etkileşim
Selim Pusat

Selim Pusat

@Pusat_17
·
26 Temmuz 20:43
İnsanlar çocukları numune-i imtisal ittihaz edip kalplerini tasfiye edecekleri yerde onlara da kendi ihtiraslarını telkin ile saffe-i ahlakiyelerini bozarlar. Fıtratın elinden lekesiz doğan bu vicdanı kirletirler.
1 etkileşim
Selim Pusat

Selim Pusat

@Pusat_17
·
25 Temmuz 12:21
Her biri birer kilise halini alan bugünkü dünya üniversitelerinde papaz profesörlerin, önünde tir tir titredikleri ilim disiplini, Orta Çağ fideizminin daha az müsamahalı yeni metotlara dayanarak sürüp gelmesinden başka bir şey değildir. Dayandığı prensiplerin yıkılması korkusundan doğan aynı iman ihtiyacı, zamanımızın üniformalı ilminde kilise taassubuyla kışla disiplinini birleştirmiştir.
4 etkileşim

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu İletileri

Tümünü gör
no cap ferit beni aglatti ne noraliyaymis ne koltukmus be iki bolume ayriliyor ya ikinci bolumde basladi acik mistisizm olaylari inaniyorum peyami babanin yetenegi polisiye romanlari yazmasindan da geliyor bi gizem bi sir boyle heyecanlaniyorsun neymis neymis diye
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Peyami Safa
Peyami Safa
yalniz gencler ferit level atladi onunla da bayagi dalga gectim ozur dilerim ferit o da spirituelmis
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu