Matmazel Noraliya'nın Koltuğu

Peyami Safa

Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Posts

You can find Matmazel Noraliya'nın Koltuğu books, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu quotes and quotes, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu authors, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu reviews and reviews on 1000Kitap.
Ferit sordu: - Fakat Allah'ın varlığı, iki kere iki dört eder gibi muhakkak mıdır? - Daha fazla muhakkaktır. Muhakkak olmadığını farz edelim. Her otuz senede, bir bütün prensipleri baştanbaşa değişen ve muhakkak olmadığı görülen fiziği mekteplerde okutmuyor muyuz? Bugün Öklitçi olmayan bir geometri düşünebiliyoruz. Newton fiziğine gülüyoruz. Zaman ve mekân hakkındaki bilgilerimiz altüst olmuştur. Maddenin değişmez sandığımız vasıfları perişandır. Yarının, bugünkü bilgilerimize vuracağı darbelerden haberimiz yok. Eğer muhakkakı ararsanız bütün okulları kapatmak lazımdır. Fakat ben umumi söylüyorum. Bugünkü medeniyet ailesi içinde Türkiye için laik olmamak mümkün değildi. Bu bir intibak zaruretidir ve ayrı bir meseledir. Avrupa'yı aşmak için, evvela tam mânâsıyla Avrupalı olmalıyız; onun buhranlarını içinden yaşamalıyız ve onu, onunla birlikte aşmalıyız.
Sayfa 286
Onun varlığı ve yokluğu hakkında bir karara varmak için, ya her biri kendi tecrübelerimizin yoluyla ferdî ve mistik bir sezişi kendimize rehber edeceğiz veya evrensel bir anlayışı doğrulayan küllî mefhumlar delaletiyle düşüneceğiz. Birincisinde tecrübemiz tamamıyla şahsi olduğu için, evrensel bir anlayış tasdiğinden mahrum kalacak, bizim
Sayfa 204
Reklam
Eğer bana "Bu budur bu"dan başka bir şey söylemeyen müspet felsefeyi aşamazsam, aklın tamamıyla lüzumsuzluğuna inanacağım. Abes¹ bir varlık nizamı içinde akıl bir körbarsak kadar vazifesizdir. İçgüdünün yerini almaya niçin boşuna uğraşıyor? Bu kitaplara ne lüzum var? Maymunun bunlara ve elektriğe ihtiyacı yok. Bir sebepsizlik ve hikmetsizlik nafileliği içinde, insan düşüncesinden daha maskara bir mânâ avcısı olur mu? Avını kendi yaratıyor, sonra onu avlamaya çalışıyor. Evvela buluyor, kendi eserini buluyor, sonra onu arıyor. Kendi kendisiyle saklambaç oynayan bu delinin yanında tımarhanelik deliler daha normal değil midirler? Eğer insanın aradığı mânâ kendi icadı değilse, mânâya mânâ veren kendisi değilse, bu, Allah'ın hikmetinden başka nedir? Bir zerresi insanın şuuruna dolan muazzam bir şuurun niyetinden başka nedir?
Sayfa 204
"Eskiden vücuttaki uzuvlardan pek çoğunun adını söylemek ayıpmış: Meme, karın, kalça, bacak, baldır, ayak gibi sözlerden birini ağza almadan evvel, bir "affedersiniz" deyip sesi alçaltmak lazımmış. Şimdi bacağını göstermek ve beğendirmek bile ayıp değil. Senin ipek çorabın içinde bir ruh varsa bunu benim avucum anlar. Onunla başka türlü bir temas ve muhabere vasıtası bilmiyorum. Belki diz kapağının da bir ruhu var. Ruh, ruh... Yürürken belin bir kıvrılışı... Oradan bir seyyale geçiyor şüphesiz... Fakat o bende aynı cinsten bir seyyale arıyor. Sen boyadığın ve süslediğin vücudunla ~bende hangi duyguya hitap ediyorsan ondan cevap alıyorsun.~ İskarpinin açık penceresi önünde oturan ve seyredilmekten hoşlanan topuğun benden merhamet mi istiyor? Kainatın sırlarına ait düşünceler mi istiyor? Milli heyecan mı istiyor? Ruh, ruh... Ne istiyor bu dekolte ayak benden? Bugün sokaklarda diz kapağına kadar açılan kadın bacakları hangi budalada Aristo'nun mantığına, Eflatun'un idelerine, Leibniz'in monadına dair fikirler uyandırır? Göğsünüzde zıp zıp sıçrattığınız yuvarlaklar Bach'ın Ave Maria'sını mı söylüyor, Süleyman Dede'nin mevlidini mi?"
Sayfa 76
"Duvar mısın?" yahut "Duyar mısın?"
Sayfa 8
"...insan beşer, bazen şaşar..."
Sayfa 35 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.