güzeldi, yaşanan bir hikâye olduğunu bilince daha da seviyorum. çizimler çok hoştu ve hayvan şeklinde yorumlayıp çizmesi cidden hoşuma giden bir detay oldu. bu kitabı yazma/çizme serüvenini de dahil etmesi de tatlı bir detay olmuş.
fakat gerçek hikâye ya da kurgu, hep aynı şeyler... o yüzden daha önce okuduğum/izlediğim diğerlerinden pek bir farkı olmadığından aman aman etkile(n)medi(m). tabii yani olaylar belli, farklı ne olabilir diyorsunuzdur; bir de kurgu değil yaşanan olay yani. bir şey demiyorum o yüzden pek, okuması güzel bir yolculuktu. :)
Herkesi duş salonuna dolduruyorlardı, kapılar sımsıkı kapanıyor, ışıklar kararıyordu. Bir böcek ilacı olan Zyklon B içi boş kolonlara doluyordu. 3 ya da 30 dakika sürüyordu. Ne kadar gaz verdiklerine bağlı. Ama sonunda kimse canlı kalmıyordu. En büyük ceset yığını da çıkmaya çabaladıkları kapının ötesindeydi. Cesetleri birbirlerinden kancalarla ayırırdık. Koca yığınlar, en güçlüler tepede, yaşlılarla bebekler altta ezilmiş, çoğunun kafatası dağılmış... Parmakları, duvara tırmanmaya çalışmaktan kırılıyordu... Bazen de omuzdan çıkan kolları, vücutları kadar uzayıveriyordu. (...) Cesetleri asansörle fırınlara çıkarıyorlardı. Bir sürü fırın, her bir fırında aynı anda 2, ya da 3 ceset yakıyorlardı.