O zamana kadar farkında olmadığım hayatın farklı bir yüzünü görüyordum. Güllük gülistanlık sürmüyordu herkes için hayat. Sağlığın ve sevdiklerimizin kıymetini kaybetmeden bilmediğimiz ortadaydı.
Kırmaktan sakındıkların değil midir seni hiç düşünmeden kıranlar, verdiğin değeri görmediğini bile bile ne kadar daha kürek çeker ki insan? Bu son dersin, gurur dersin ama yine de söz geçiremezsin kendine. Yenik düştüğün her an yeniden ve daha çok kırılmana neden olsa da, sana zaman ayırmayan insanlar için günlerini, gecelerini hüzne boğarsın. Kesip atamıyor insan maalesef duygularını, düşüncelerini. Hep kendi arasındaki savaşı kaybeden akıl ve mantık oluyor yine yeniden acı çekme pahasına kendini kahreden.
Sonuçta herkesin kendine göre doğruları vardı ve bana iyi gelen biri, bir diğerine aynı etkiyi yapmıyor olabilirdi. Bakış açısı ya da hayattan beklentilere göre de farklılık gösterebilirdi. Bana göre sadece güzellik değil iyilik de göreceliydi.