Mazi Kalbimde Bir Yaradır

Nihal Yeğinobalı

En Eski Mazi Kalbimde Bir Yaradır Gönderileri

En Eski Mazi Kalbimde Bir Yaradır kitaplarını, en eski Mazi Kalbimde Bir Yaradır sözleri ve alıntılarını, en eski Mazi Kalbimde Bir Yaradır yazarlarını, en eski Mazi Kalbimde Bir Yaradır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
326 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatta ne istediğini bilen ve bilmeyen iki kuzenin hikayesi ..Biri neyi yapmasi gerektiğini hayatına nasıl yön vereceğini insanları nasıl kullanacağını iyi biliyor ..Ama çok da kıskanç ...Diğeri ise annesinin genç yaşta ölümü babasının onu hayatına dahil etmemesi yeni bir hayat kurmasinin etkisini üzerinden atamamis bir çocuk ... Ne istediğini bilmiyor kolayca etki altına giren bir genç kız ... Lamia ve Suzan'in hayata goruslerinin farklılıklarını güzel islemis Nihan Yeginobali.. Romanın geçtiği ilk Cumhuriyet yıllarını ve Menderes doneminin temasında kurgulanmış kırsal kesimindeki hayatı sanki oradamis gibi hissettim. Köylerde Köy Enstitülerinin etkilerini Cumhuriyet Balolarinin güzelliği .... Sonra Menderes 'in iktidara gelmesi ile Köylerin kapalı bir hayata donmesini de aktarmış yazar... Bunu filmi çevrilen versiyonunda göremezsiniz ... Güzel ve aydınlatıcı bir roman idi. Sadece romanın baskahramaninin ne istediğini bilmemesini iki erkeği resmen kullanmasını sevmedim ..O yüzden notunu kırdım..
Mazi Kalbimde Bir Yaradır
Mazi Kalbimde Bir YaradırNihal Yeğinobalı · Cem Yayınevi · 1990131 okunma
326 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Çok basit bir kurgusu vardı. Kolaylıkla okunuyor. Gündelik yaşamın içinden kopup gelen bu eserde hiçbir derinlik göremedim. Anlatımı, konusu, tasvirleri sıradan bir kitaptı. Başkarakter Lamianın geçmiş aşkı mazi olarak karşımıza çıkıyor ama kiz bir onu seviyor bir ötekini seviyor. Başına ne gelirse eyvallah diyor. Kaderci kişilikler ön plandaydı. Taşra insanının ne kadar düz düşündüğünü rahatlıkla görebilirsiniz. İnsanların tek derdi evlenmek çocuk yapmak gibi tabi bu romanin yazılma tarihi de etkili konu seçiminde. Sosyo-kültürel şartlar düşünüldüğünde söz konusu evlilik, çocuk dünyaya getirme, eşine hizmet etme anlayışı gayet normal. Bu romanda gıcık olduğum yönler kadinlarin bu kadar edilgen anlatılması. Seks kölesi gibi ele alınması. Ergenliginden bahsederken bile cinsel bir objeymis gibi anlatilmasi. Kadinlarin hepsi ergenliğe girer girmez koca arıyormuş gibi lanse edilmiş. Sanki tek dertleri koca bulup ondan cocuk yapmak. Tamm hayat budur ve bitti. Kadınların meyve veren bir ağaca benzetilmesi de ayrıca soguttu. Biz kadinlar ne bir ağacız ne çiçeğiz ne böceğiz. Sadece siradan herkes gibi var olan ve sonunda çürüyen simdilik canli bir organizmayiz. Erkekler baskalariyla her istediğini yapar ama kadin yapamaz kadin bi erkegin olmak zorundadir. Romanin her yerinde bu dokundurmaları görebilirsiniz. Aynı zamanda bir başkaldırı da var içki içen danslara katilan insanlarda var ama yinede bu ataerkil ağdan tek bir kopuş yok. Belki konjonktüre gore degerlendirmek gerekiyor ama ben o zamanı yaşamadığım ve sartlara hakim olmadığım için böyle bir yorumda bulunuyorum. Tek kelimeyle kötüydü.
Mazi Kalbimde Bir Yaradır
Mazi Kalbimde Bir YaradırNihal Yeğinobalı · Cem Yayınevi · 1990131 okunma
Reklam
326 syf.
4/10 puan verdi
Etkilendiğimi söyleyemeyeceğim.Okumasaydım hayatımda pek bir şey farketmezdi demeye de dilim varmıyor.Yorumlarına bakarak almıştım kitabı.Herkesin kültüren birikimi, beğeni kalitesi aynı olmadığı için evet bu kitabı beğenenler çıkabilir.Gidip başka kitaplarla vaktinizi değerlendirmenizi tavsiye ediyorum.
Mazi Kalbimde Bir Yaradır
Mazi Kalbimde Bir YaradırNihal Yeğinobalı · Cem Yayınevi · 1990131 okunma
Oysa, işte onun yokluğu ayrımsanmamıştı bile. O kendi kadınca tutkularının peşinde koşadursun, kocası ve ötekiler kendi zengin, doyumlu erkek dünyalarındaki yaşantıyı sürdürmüşlerdi.
Sayfa 11
" Doğal bir arzudur bu. Üzgün, umutsuz anlarımızda çocukluğumuza karşı bir özlem duymaz mıyız? Çocukluk günlerimize, mutlu olduğumuz günlerin geçtiği yerlere dönmek isteriz. Dönersek, gene o çağın güvenliğine kavuşabilirmişiz gibi gelir, sorundan uzak hafifliğine..."
Sayfa 18
Olsa olsa çocukluk düşlerinin boşluğuna, yıllar yılı yaşamına yön vermiş olan tutkuların dayanıksızlığına ağlıyordu. Belki de hayatında bir dönemin kapanmış olduğunu, çocukluğunun bu çocukça hevesle birlikte bir daha gelmemek üzere uçup gittiğini, büyümenin işte bu demek olduğunu duyumsayarak ağlıyordu.
Sayfa 79
Reklam
Eğer bir gün sen yalan olacaksan; sorun yok ben yalanı da severim. Eğer bir gün sen mazi olacaksa ben her zaman maziye de giderim.
İç yaşantımızi bir palto gibi kolumuzda taşıdıkça Çin’e de gitsek işe yaramaz.
69 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.