Ne kötüydü güçlü hafıza.
Ne kötüydü, tüm temiz duyguların tek şahidinin iki taraftan birinde oluşu.
Ne kötüydü Küçük Prens’in dediği gibi büyürken unuttuklarımız..
İsimsiz, adressiz bir kadının öyküsü ve yavaş yavaş çöküşü. Tarifsiz bir arzu. Uçsuz bucaksız merhamet. Var mıdır karşılıksız aşka, onca acıya, gayri meşru çocuğa rağmen sevdiği adama sana kızmıyorum ben Tanrı’ya kızgınım diyecek yapıda aramızda tek bir insan! Masumluğu sıradanlaştıran bence duygusuz sözde yazar bir adam uğruna bu meçhul kadının kendini ziyan etmesi.. Sevdiği adamdan doğan gayrimeşru çocuğunu iyi şartlarda yaşatabilmek adına “Bedenimi sattım!” diyerek kendinden vazgeçişi..’
İyi ki okudum diyebileceğim bir kitaptı.