İllaki akmalıyım, illaki gitmeliyim;varmak dahi o kadar umurumda değil, yani ulaşmak, olmak, ermek, yani yükselmek, başarmak, kotarmak, hiçbiri o kadar umurumda değil; aslolan gitmek, gidebilmek, bu bitimsiz yolculuk...
Savaş, orada bir yerlerde kimi insanların yaşadığı bir durumdan ibaret sadece. Batı ve Doğu kamuoyu en iyi ihtimalle, bu "durum"a samimi bir ilgi göstermeye başlasa bile, gerçeklik eşiği aşınmış bir kere. Ölüm sahiciliğini yitiriyor kayıplar istatistiklere, çatışmalar haberlere döndüğünde.
Seni, senin yaratmadığın, içine doğduğun, doğuştan edindiğin kimlikten, kisveden, suretten ve bedenden ötürü ya kendinden hakir ya da kendinden uzak görerek öteliyorsa biri, bunun adı ay-rım-cı-lık-tır.
Saçma bir güzellik algısı, bir insanı kendinden soğutmaya yetiyor maalesef.
Yıllar boyu kendimi bir başkası sanmaya çalıştıktan sonra, bugün hâlâ utanıyorum belki bedenimden, utanıyorum başkalarına benzeyememekten, kendim olmaktan ama eskisinden çok daha az...giderek daha az...