Nezaket bulaşıcı. Birisi size nazik davrandı mı, siz de bir başkasına nazik davranıyorsunuz. Nezaketin ölçüsü ne istiridyeler, ne de şapka çıkarmalar. Nezaketin küçük, basit bir ölçüsü var aslında: Kapılar! Ne tuhaf, eşiklere kudret, kapılara mana atfeden Türk insanının, kapılardan geçerken böylesine kabalaşabilmesi. Kendimizi kandırmayalım. Türkiye'de evlerin içi ile dışı arasında muazzam bir uçurum var. Evlerimiz pırıl pırıl, ferah ve özenli. Ama her şey eşiklere kadar. Cinlere mekân bellediğimiz, duasız geçmediğimiz eşiklerde nedense aniden bitiveriyor özenimiz, temizliğimiz. Sokağa adım atar atmaz değişen sadece temizlik ölçülerimiz değil, bir o kadar da hareketlerimiz. Sanki dışarısı bir orman da, biz orada yürüyebilmek için çarpmak ve ezmek, yarışmak ve katılaşmak durumundayız.
Eşinizden mi boşanıyorsunuz ya da bebek mi bekliyorsunuz, ama henüz kimseye söylemediniz mi bu mühim kararları, buyurun, karşı komşu İsmet hanım teyze görüverir rüyasında, siz de ele güne sırrınızı ifşa etmek zorunda kalırsınız.