O acımasız uzuvlarıyla her yanımı yoklasalar bile umuttan da, korkudan da hiçbir iz bulamayacaklar içimde. Hiç, hiçbir şey. Sevgi paramparça oldu, acı da dindi. İçimi tümüyle dolduran boşluğa kulak veriyorum istemsizce.
Medea'nın, o uzun konuşmamızdan sonra yanımdan ayrılırken sorduğu soruyu sık sık aklımdan geçiriyorum elimde olmadan, yarı öfke yarı hayretle. Soru şuydu: Hepinizin birden kaçmaya çalıştığınız şey ne acaba?
Bu olaydan çok şey öğrendim. İnsanların inanmak için duydukları gizli bir isteğe karşılık veriyorsa hiçbir yalanın inanılmayacak kadar saçma olamayacağını öğrendim.