Medya, Kültür, Para ve İstanbul İktidarı

Mustafa Sönmez
Devlet yönetiminde 1831'de çıkarılan ilk gazete Takvim-i Vekayi , 250 adet basılmaktaydı. Sadece devlet büyüklerine, bilim adamlarına, yüksek rütbeli memurlara, taşradaki yöneticilere ve elçiliklere gönderilmekteydi.
Osmanlı'da el yazması kitap üretiminden matbaanın kullanılmasına geçiş 250 yıllık bir gecikme ile gerçekleşti. Prof. Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma adlı eserinde, matbaayı şeriatın ve ulemanın değil, ekonomik yapının ve lonca sisteminin engellediğini ifade eder. Matbaanın önündeki engel, ekonomik yapının bir ürünü olan lonca ve ruhsat sistemiydi.
Reklam
2000'lerin Türkiye'sine medya-kültür endüstrisine damgasını vuran en önemli gelişme ise, 2005 sonrası hızlanan politik kutuplaşma ve tarafların daha çok "medya silahı" ile kuşanma eğilimleri oldu. Bazı dinî tarikat ve cemaatlere yakın burjuvalar, AKP iktidarının doğrudan teşvikleriyle medya şirketleri kurdu ya da var olanları satın aldı. En büyük medya gruplarından Sabah-ATV'nin, Başbakan T. Erdoğan'ın damadının yönettiği Çalık Holding'e, hem de kamu bankalarının kredileri ile devri, bu eğilimin en uç ve hukuken en çok tartışılacak örneğidir. Bir politik İslamlaşma hamlesi olarak görülen bu eğilimle, medyanın "ekonomik" yanı biraz daha geride kalırken, politik ve ideolojik yanı öne çıktı. Bu eğilimin ne kadar uzun ömürlü olduğu ve nereye evrileceği ise önemli bir soru işareti olarak durmaktadır.
Demokratikleşme, birçok cepheden sürdürülecek bir mücadele programını gerektiriyor. Bunları satır başları ile şöyle sıralamak mümkündür: Medya çalışanlarının yeniden sendikalaşmaları ve grevli sendikal haklarını kullanabilir duruma gelmeleri, Medya aristokrasisi ile medya diktatörlüğünün antidemokratik yapısının sistemli bir biçimde eleştirilmesi, Medyada artan tekelleşmenin, medya-medya dışı sektör entegrasyonunun önüne antitekel düzenlemelerle karşı çıkılması için demokratik muhalefet, Alternatif medyaların gelişmeleri için kamusal altyapıların (dağıtım başta olmak üzere) temininin istenmesi, Kamu yayıncılığının (TRT, AA) özerkleştirilip demokratikleştirilmesinin talep edilmesi, Okullara medya okuryazarlığının konulması, RTÜK ve benzeri denetim organlarının lağvedilmesi, bunun yerine medya çalışanları ve izleyicilerinden oluşan kuruluşlarca, kişi, kurum ve topluluklara yönelik hak ihlallerinin denetlenmesi ve uğranan zararların tazmini için gerekli düzenlemelere gidilmesi.
Sayfa 105
Resim