Mehmet Akif'in sanatını gözden geçirirsek, onda dış âlemden kendi ruhuna, oradan da Allah'tan başka bir şey olmayan sonsuzluğa götüren bir yolculuğun izlerini görüyoruz . İlk iki Safahât'ında, dış âlemini teşkil eden cemiyetin dertleriyle delik deşik olmuş bağrında fışkıran feryatlar doludur. Her parçası hayatımızın bir başka tablosunu çizen bir Safahât'ta şairin aynı zamanda kendisine bir mesuliyet ideali aramakta olduğunu görüyoruz. O böyle bir mesuliyet idealine kapıldıktan sonra tabiata dönüp bakmaya tenezzül etmiyor . (Syf:28)
Akif'in idealizmi,milliyet ve inkılâp, din ve mistiklik davalarını çevrilmiş olarak çok cepheli bir karakter taşımaktadır.
Âsım, milliyetçiliğimizin şiirle dile gelen muhteşem romanıdır.Ana tez olarak Anadolu çocuğunun yeryüzünde benzeri bulunmayan hayat kudretini, hiç yıkılmayacak yaşama azmini ortaya koymaktadır. Onun muhteşem hayat iktidarını delil olarak Çanakkale Harbi'ni ileri süren Anadoluculuk davasının büyük mürşidi,cihad kahramanlarını bize takdim ederken onları ruhundaki büyüklüğü dünya edebiyatında eşi görülmemiş mübalağa sanatı ile anlatıyor. (Syf:45)
Kitapdan alıntılar yazdığım bu muhteşem eser Mehmet Âkif'in başta şahsiyeti, sanatı, idealizmi, Safahât'ın felsefesi, hürriyet anlayışı, isyanı olmak üzere çok yönlü ve verimlidir . Eğer M.Âkif kimdir diye öğrenmek isterseniz en doğru kaynaklardan biri bu kitaptır. Defalarca okunması gereken, zihnimize çivileyeceğimiz satırlar vardır.