Edebiyat tarihi, umumiyetle tarihin -daha açık ifade ile Medeniyet Tarihinin- en mühim bir kısmıdır. Bir milletin uzun asırlar esnasında geçirdiği, fikrî ve hissî gelişmeyi belirten bütün kalem mahsullerinin tetkik ile, onun manevi hayatını, gerçekte olduğu gibi tasvire çalışır. Bir milletin edebiyatı, milli ruhu ve milli hayatı göstermek için en samimi bir ayna sayılabilir. "Bir millet hayatı nasıl görüyor? Nasıl düşünüyor? Nasıl hissediyor?" Biz bunu en doğru ve en canlı olarak o milletin fikir ve kalem mahsullerinde bulabiliriz.
“Hakanın bayrağı “al” denilen turuncu ipek kumaştan yapılır ve dokuz tane olurdu; başında daima aynı kumaştan bir çadır tutulduğu gibi, karşısında da, yine eski Türk devletlerinde olduğu gibi kös ve davul, yani növbet (nöbet) çalınırdı.”
Sayfa 208 - Karahanlılar hakkında Köprülü:Kitabı okudu
“”Millî destan”ın doğması için bir kavmin medeniyet bakımından epey aşağı bir seviyede olması, hayatının birtakım büyük sarsıntılara uğraması ve çok büyük hadiselerle karşılaşmış olması lazımdır. O zaman o kavmin içinden yetişen halk şairleri bu vakaları ayrı ayrı “parçalar” (episode) halinde terennüm ederler.”